senin en çok nasıl dayandığını 

merak ediyorum hayata ve 

nasıl tutunduğunu

başkalarının çocukluk fotoğraflarına 


burnundan dudaklarına doğru 

bir yol kirpiğinin ucu 

düşen kırmızı harfli tabiat 

bacağından vurulan at 


bahçelerden terk, cümlen yarım 

cümlen içimde 

şimdilik evvelsi gün 

adım 


fakat kıpırtısız deniz 

naneli ciklet, akşam güneşleri ve kaybolduğum caddelere aşina 

sesimi unut

beni hatırla 


en çok sen 

kimseye benzemiyorsun tanıdığım 

öylece duran vazo duvarımda 

üç dünyalık konuşalım, ölüm yakın 


konuşalım 

inceliği unutulsun tüm pazarların 

ve yüzüme bile bakmadın 

ve yarısı yandı hayatımın 


izimde bıraktığın kül 

her gece bir kere uzanıp 

yüzüne ağladım 

hiç izim yoktu gömleğinde 

sarılıp gül haçlılarla 

harladım


bir devrimiz olmuştu 

hatırla bahardı

buzdan kılıçlarla 

yakmıştık bir ağıt


kimse bilmezken 

izim yok soğuk yastığında, 

masanda


hatırla, hatırla ilk sigaranı 

bir evde ilk gece görülen 

rüya niyetine

basmıştın bağrıma


merak ediyorum zamana ve 

ölmüşlerin eski fotoğraflarına 

çamurdan oyuncaklarda hırpalandı çocukluğum 

başucunun su sıkıntısında

yüzüme kazınan adın 

ellerimde buhran

sesimde tenha 


bir şey diyeyim lütfen unutma

çoktan yanıp kül oldu yarısı dünyanın yazgımda 


ey sen kimsin, aşk kim aramızda