kitap arası iki yaprak şakayık kaldı

birbirinden ayrı

ve hediyen bir tülbent yatakta 

dolapta üç gömlek bir hırka 

valizini topladı gitti 

ansızın yazsın baş ucumda

hatıran devrik sandal 

derisinden soyunan bir yılan gibi 

pullarını döktüğün gövdeme 

özenle örtüyorum yaralarını üstüme 

deniz de benim kadar delişmen 

sektirdiğim taşlar ufalanıyor martı ağzında 

sesin gece ile aramda işlek balta 

babamın kırdığı ekmek 

düşündükçe ıslanıyorum 

bir rüyam var, beni iyi eden 

bir gün onu anlatacağım 

bir ben onca insana

rağmen 

ay dönecek, su taşacak

unutabilmek için, sağır etmek için 

ellerimi dağıtan sözü

dönüp durup kızdınız bana, duydum 

sizi gördüm, hep oradaydınız 

bu oyundan vazgeçiyorum anne 

derisinden soyunan bir yılan gibi

benzedin gövdeme 

benden olsa olsa yorgun telaş 

bir çare gelse peşi sıra


dışınızdayım sonunda.