yazı unuttum, siyah atkı
kış, yorgun tarife
her yere gidiliyor ardından
sinema locaları, kaldırımlardaki sıralar
pullar dökülüyor sırtımdan
yelkenlerine
yaz, bir sevgili mektubu
neydi unuttum, bir şeylere gülüyorduk
orada
yanında çocuktum bir gün, ah diyordun
ah bazı gecelerden sonra akşam olmasa
uzanıp ıslak camlarından öpüyordum
uzaktan, çok uzaktan sesin geliyor
yorgun bir hayatla, ben yenilmekten
uzun bir keder gibi adım senin yüzünde
gezinen ve bir ağrıyla kayana tutunan o çürük
ben, öyle uzak öyle ağrılı bir geçmiş
bir kahır gibi doğramaya koşuyorum kendimi
gidip geliyorum, gidip gelemiyorum peşinden
kolsuz bir gömlekle
içimdeki çıldırmaya bekçi oluyorum
ve ben bir perşembeydim çok eskiden
bu zift, bu kimsesiz aydınlıkta
yalnızım, ellerinden başka yok fenerim.
Fikriye Kaçar
2021-07-24T14:48:33+03:00isminize bakmasam da anlardım bir kadının zihninden akmış bu naif dizeler. Yüreğinize sağlık