Aslında bir şey yaptığım söylenemez

Gözümdeki nedensiz şişlik

Gördüğümü söylememi engelliyor

Biraz dik oturmaya başladığımda

Anksiyete karnımdan itiyor.

Şarkılarla beraber garip zamanlar geçiriyorum

Soyunuyoruz beraber kimi zaman.

Dışarıdan bakıldığında manasızca biliyorum.

Yeni bir sokak buldum

En çok orada sevişiyoruz.

Bir kahve kokusu siniyor ki üzerimize, sorma!

Ellerimizin üzerinde yürümeye başladık keyiften.

Hangi kitaba elimi sürsem

Sayfa numarasından bir yangın başlıyor

Hangi kitaba elimi sürsem

Beş para etmez bir ayraç gibi kalıyorsun elimde.

Tanrım!

Ne büyük düş kırıkları arasından ne büyük bir düş kırıklığı bu!


En ücradaki çocuk parklarını çok severim oldum olası

İnzivalarını bozmaktan nefret edilesi bir mutluluk duyuyorum.

Yumuşak, hamurdan, çimleri yok

Salıncaklarında kıçın donacaktır emin ol.

Kaydırağında pantolonunu yırtacaksın.

Seni öyle, olduğun gibi kabul etmeyecek

Basmayacak bağrına

Ama fena kapılacaksın onun bu hoyratlığına

Tavaf edip duracaksın o seni kabul edene kadar.

Acıyı seviyorsun.

Acıyı herkes sever.

Acıyı sen çok seveceksin.


Açıl susam açıl dediğinde bir kahkaha kopuverecek boğazından ansızın

Ağlamayı en çok o zaman isteyeceksin.

Şimdi ben gidiyorum

İstiyorum ki sen gelme

İstiyorum ki yolunu kaybet.

Şimdi ben gidiyorum

Kediler ciğerden nefret ederler.

Bir şey olsun ben gidince

Boş kalmasın buralar

Atıp tutan

Sayıp söven

Kalifiye sesli ama

Ücreti dolgun bir fahişe hüznünün hakkını verecek

Biri, bir şey...

Bul işte

Boncuktan kuş yapan insan ustası.