Açmadı bugün kapısını dünyanın
Asmalarda çürük üzümler,
Gönlünde belki vakti geçmiş bir yorgunlukla
Yürüdü ahire çıkan yollardan
Bana bir pişmanlık bıraktı
Ona bildiğim sevmeleri öğretemedim
Hırsındaydı bana sorsa, belki beni sevse sevgisi
Uyanıp bir randevuyu unutur gibi sökerdi yakasını
Yeni çağda eğlenceler,
Gençler bilindiktir memleketin her yerinde
Gidip düşüp düşünecek bir kucak bulamazdı.
Ustam gitti
Bana bir hiçlik yakıştırdı yeşil nazarında
Bir acı bile devretmedi anlayamadım
Kucaklayıp sunağını belki tanrının yolunda
Hediyedir, gülünecektir, nasıl bir gönül oyunudur bilemedim.
Neydi sevmeyi göstermeyenin evvel sevmişliği
Neydi sevgi bekleyenin bir eli ateşte nöbeti
Neydi iki insanı ikiye bölen çizginin adı
Ona bırakmadım kirli defterleri toplamayı
Üzerime aldım ki o şimdi rüzgarlara kızlansın
Sapsarı çocuklar büyütsün hesaplı
Ben yine bir romanda okurum da,
Ustam yakalarımı düzledi de gitti derim.
Şimdi yetişilmez trenleri ayıplamıyorum
Suç arıyorum, günah soruyorum üstüme giyecek
Ayırıp gövdemi bir kırık cehenneme kıyasa
Sevginin adından kağıtlar ki yanmayacaklar
Ve bu bilinç kendini tekrar ettikçe içimde kurtlar kudurtan
Kendime ona yakışan önlemler beğeniyorum
Yangınsa cismime aşina yangın
Gitmeye kalmaksa da gülüp saçlarını severim sarışın çocukların
Ustam gitti
Sarılmadı boynuma.