Benden değil ellerimdeki silinmeyen kan, kendimi buna inandırmam

lazım.

Göçebesin sen, öyle olman lazım.

Benden değil haytalığı kader akışının. Süzülmesi gözlerinin gözlerimin önünden, her düşüşümde bir, her kalkışımda yeniden.


Benden değil tavaf etmesi kıydığımız kuşların, durmadan önüne değmesi susturulmuş bakışların.

Ellerim ve kanı ve kalplerin ve atışların.

Benden değil akmaması o damarda biraz suyun, biraz suyla bizi aylardır yakışların.

Benden değil gırtlağımda her yutkunuşta, bir yıldızın takılı kalması.

Özgelerin bilmesi beni senden başka. Şifayı didik didik hemen her gün her kitapta,

arayışım,

arayışım,

arayışım seni her sokakta.


Benden değil yüzünden alacağım nazarlar, benden değil beni izah edişin, beni anlamayışına güller takacağım.

Belki kendimi o güllerle yakacağım. Benden değil yükselmiş bu ateş, benden değil şulesi dindikçe büyüyen güneş,

yarın merhabalarla selamlayacağım.

Yarın bir Allahu Ekber'le başlayacak söze, yarın bir minareyle geleceğimiz göze,

ben hep yarın var sanacağım.

Benden değil tükenmesi ertesi günlerin, benden değil erken gelmesi ölümlerin. Sana daha evvel söyledim, elimde değil. Bende değil, sende değil,

Bizimle değil direnişlerin.


Benden değil saat beşi çeyrek geçmeleri, akşamların ve sabahların. Yoluna kimse çıkamaz sanan asaların. Kucak kucak dökülecekse bir bakışla,

bir titreyiş ve bir lafızla.

Döndürülecekse başlar bu kez kesinkes. Biz inanacaksak duaya, ellerimi mihrap bil ve benim için ağla.

Benden değil tıkanması göğsünün. Konuşmamalarımız biraz asbest, biraz kum tozu.

Biraz korkuyorum söylemeye yelteniyorken bu sözü.


Benden değil üşümelerin, üşümelerin için utanmalıyım hatta.

Yüzünü bir kırmızı çekerek, seni gülerek, anımsayamıyorum.

Anımsayamıyorum yüzünü vesikalar olmadan.

Uzaklardan gelen bir sefâyla,

bir gün bir rüzgarla geliyorsun,

didindim fakat istemesem de gidiyorsun. Benden değil kavrayışları kaderin bizi usturayla.

Benden değil beraber kanıyoruzlarımız. Benden değil düşüşleri binaların, biliyorum beni aynı günün içinde bağışladın. Beni suyu yaptın hatırladıklarının. Yıkadım aklını hatıramla. Benden değil yakışların.

Yakarışlarım senden yana.


Benden değil bir akşamı aydınlatan her şeyi sevmem, benden değil lambalar, ateşler ve fenerler.

Mağaralarda yazılmış ve silinmiş isimlerimiz. Gitsek de belki böyle geri gelebiliriz.

Pusu kurulmuş karakollar için ağlarken biz, duyulmaması akışların.

Kan gibi akması bakışların aramızdan. Yalanlardan başka büken yok belimizi, benden değil yerle bir etmesi dehrin kabrimizi.

Sesimizi kesmeleri benden değil.

Şimdi gördüğün benin içinde turlayan şafak, damarlarında gezinen karıncalar huzursuz. Şimdi baktığın gözlerin en dibinde bir geceyi andıran ırak,

ve kırılarak

Büyüyen bir çam ağacı görmelerin var.


Benden değil bir aynayı görmen bana bakarak.

Benden değil emilmesi topraktan ağlayışların.

Benden değil peşimizde olması sızıların her dem,

Göğü kavrayıp yakışları benden.