uyuyor muyum?

hayır, yeterince ayığım

gözlerimi acıtan bu aydınlığı neden göremiyorum?

sırtım pencereye mi dönük

yoksa duvarlara bakmaktan,

duvar olmaktan,

pencereyi, akıp giden bu diyârı mı,

afitâbı mı kaybettim?

öyleyse arıyorum, bekleyip biraz soluklanmalıyım.

bu ilk koşuşum, ilk çırpınmam

pencereden odama, ciğerime dolan

perdelerimi savuran bu havayı hissediyorum,

damağımda kalan o tadı tanıyor muyum?

evet işte böyle, kaburgalarım çatlarcasına

gözlerimi acıtan bu aydınlığı şimdi her zerremle görebiliyorum

kelebeklerin derimi yırtarcasına kaçışına âşinayım.

öyleyse bu, öğrenmenin acısı

bu hava, ciğerlerimin yabancı olduğu nefes.

bir kez daha içime çekmeliyim

bu buruk acıyı sevebilirim

yeniden doldurabilir içimi

bu karanlığın hışmını alaşağı ettiğinde elleri, ürperen tenime değebilir.