öfkeye ve küfre karışan bir şekilde hatırlanacak 

ne çok mahrumiyet ve bir şeyler vardır artık

ekmeğin parasını nasırlaştırana ne denir 

sorayım bu yetmez aklımı kurcalayarak 

ölümün bu bozuk saadetini kim bilebilir 


kısıldı iki gözüm

ve iki yanımda hançer hançer sindirim 

biliyorsam artık bu kabule sığmaz neşteri 

değişmenin ilk numunesi; isyanı etmeliyim 


daha iyisi neyse, neredeyse orada dursun 

şimdilik içeriğim, her haddi aşacak bir isyan

ufuklara doğru alçalan bir güneş olmak 

kutludur sıkılan yumruğu kendime vurmaktan 


binlerce kutup arasında bir kör dövüşü bu 

binlerce ölüme rahmet okutan ağlatı 

madem bu öfke kutuplar arasında dolaşır 

madem öleceğim boş yerden yere 

bunun sebebine bir kaç darbe vurmak 

üzerime ilahi bir şarttır 


yazık diyeyim, ne yazık 

ne feci, insana uğratılmış bu erozyon 

azar azar döküldü sırtından kadir kıymet

kim bilir, layığıydı belki böyle ahmakça bir son