Pera - Yokluğunu Anlasam da


Javed Mohsin - Kabhii Tumhe 


*


Sinan'ın söylediği son şeyden sonra daha fazla durmak istemedim, ayağa henüz kalkmıştım ki pis pis sırıtarak bana döndü yüzünü


"N'oldu? Gerçekleri duymak yaktı mı canını, senin öz annen olmasa bile seni sarıp sarmalayan kadın senin yüzünden öldürülmedi mi Buçe? O adamları ben takmıştım ya peşimize, ben kim için gittim onların yanına kimi kurtarmak için gittim Buçe? Böyle sus pus kalırsın tabi, başkasını suçlayıp gitmek en kolayı, hadi yurttan zorla aldı baban seni, o da muamma bu arada, onca yıl seni yanına almayıp seni evlat edinen kadın ölünce ortaya çıkması çok garip ama sen çocukken değil büyüdüğünde kaçtın Buçe. Baksana hala tek derdin gitmek, yüzleşmeye bile takatin yok sanki. Beş parasız baban ne ara lüks villalarda geceler oldu mesela? Seni köpek yavrusu gibi yurdun önüne fırlattığı zaman-" sözünü keserek konuşmaya başladım 


"Sus, yeter artık sus tamam mı!" 


"Seni sana kalan miras için geri aldı o yurttan, sonra ne kadar ilgilenmiştir seninle kim bilir." kinayeyle bitirdiği cümlesine söyleyecek sözüm yoktu, haklıydı. 


"Durdurabildin mi babanı? Hayır, niye peki; çocuktun çünkü Buçe ve çocukken onun sözlerine inanmaktan başka çaren yoktu, benim de yoktu. Anlıyor musun?" 


"Babam seninle de konuştu mu?" şaşırarak gözlerimi açtığımda kafasını salladı. 


"Seni aldıktan sonraki günlerde yurttan kaçmıştım, evinize gelmeden gördü beni, bir çocuğu nasıl ikna edeceğini çok düşünmeye gerek duymaz insanoğlu, söylediği şeyleri hatırlamıyorum bile, cebime birkaç kuruş sıkıştırdı sonra da beni yurda geri götürdü. Yurt zaten ondan sonra zindan oldu, sözde hırsızmışım, birkaç ay sonra ıslah evine gönderdiler beni. Babanın o zamanki gücünü anlayabiliyor musun şimdi? Ölen annenden gelen gücü..." kanım donmuş bir şekilde Sinan'a bakakaldım. 


"Otur lütfen" kolumdan tutup kalktığım yere geri oturttuğunda her şey hafızamda yerini buluyor gibiydi, babamın tüm yaptırımları, ara ara bana karşı merhametli oluşu sonra eski haline dönmesi, çoğu zaman eve bile gelmemesi, parasını elinde tutmak için tüm hayallerimi yıkmıştı resmen. 


"Bunlar daha sonra konuşmaya devam edeceğimiz şeyler, asıl şimdi sen anlat, ne oldu? O adam nasıl buldu benim numaramı?"


"Senin telefonundan babamı aramıştım" dedim birdenbire, kafamı yerden kaldırıp Sinan'a döndüm 


"Balıkesir'e ilk geldiğimizde araba için aramıştım ya, Onur muhtemelen bana ulaşamayınca son çare babama gitti." içten bir of çektikten sonra gözlerini kapattı. 


"Neden o gece evden apar topar çıktın?" 


"Onur denen karaktersiz benim iş arkadaşımdı birde Rıfat var tabi" derin bir nefes alıp parmaklarımı saçlarıma geçirdim, kafamdaki cümleleri toplamam gerekiyordu çünkü şuan sadece o iki ahmak'a küfretmek istiyordum. 


"Baştan anlatacağım. Birlikte çalıştığımız bir ekip var, ekibin müdürü gelir giderlerden bizi sorumlu tutuyordu, daha doğrusu şirkette daha önce çok büyük miktarda gelir açığı oluştuğu için yeni gelen muhasebecileri biz takip ediyorduk. Bu her gün yaptığımız bir şey değildi, belirli aylardan sonra kontrolü yapıp raporu Meral Hanıma ulaştırıyorduk ve o da buna göre bir plan oluşturuyordu diğer aylar için. Yani genel yıl gelir-giderlerinin yanında yaptığımız bir uygulamaydı. Onur ve Rıfat neden olduğunu bilmediğim bir şekilde yeni muhasebecinin ayağını kaydırmış, hatalı rapor hazırlayıp Meral Hanıma benim vermemi istediler, ben raporla oynayacaklarını aklımdan bile geçirmediğim için kontrol etmeden götürüp verdim ve her ne yapmışlarsa muhasebeci o gün işinden oldu. Kimse Onur ve Rıfatı bilmiyor, raporu götüren ben olduğum için adama kumpas kuran benmişim gibi göründüm ve insanlara gerçeği anlatamayacak kadar güçsüzdüm. Kaçmak çözüm değildi ama zaten bu işin içinde bir çözüm yolu da yoktu, ya Rıfat ve Onur'un başını yakacaktım -ki bu imkansızdır çünkü Meral Hanım o ikisine gözü kapalı güvenir- ya da kalıp herkesin benden iğrenmesini sineye çekecektim."


"Buçe bir şey soracağım, Meral Hanım boş yere güvenmiyordur herhalde bu bahsettiğin iki kişiye-" soracağı şeyi anlayıp atıldım hemen 


"Aa tabi, daha önce şirketi batmaktan kurtardılar ve dedim ya büyük bir gelir açığı oluştu diye, bu açık onlar sayesinde bulunmuştu." 


"Tuhaf" deyip durdu, gözünü bir noktaya sabitleyip uzun uzun bakmaya başladı. 


"Buçe" dedi neden sonra ve devam etti 


"Bu ikilinin asıl amacı çok başka olmasın?" omuzlarımı silkelerek konuşmaya başladım 


"Ne gibi bir amaçları olacak ki, başta işlerini iyi yaptılar ve daha sonra bunu kullanıp sırf göze girmek daha dolgun bir maaş almak için suçsuz bir adamı işinden ettiler." 


"Adamın suçsuz olduğuna emin misin, yani şu muhasebecinin"


"Yani evet aslında ben hesapları adam kovulduktan sonra kontrol ettim, Onur'un bilgisayarında 2 ayrı çıktı vardı. Biri benim adamın kovulmasını sağladığım rapor diğeri de gelir-giderlerin hesaplandığı düzeyde olduğu rapor."


"Bu işin içinde başka bir bit yeniği var, adım kadar eminim." 


"Nasıl bir bit yeniği?" 


"Meral Hanım dediğin kadının güveninin bu ikiliye günden güne artmasının yanında şirkette para açığı olmamasına rağmen aralıklı olarak gelir açığı çıkıyor ve bunun yanı sıra ikisi de maaşlarına zam alıyorlar. Para üstüne para ve müdürün sadakati, temiz iş."


"Zam olduğu zaman üçümüzde alıyorduk yani üçümüz birlikte bu işi yaptığımız için, daha önceki açıklarda ben kontrol ediyordum, bu kadar büyük bir açık olmadığı için şirketten para çalınmış gibi değil de enflasyona bağlı görüyorduk ve sorun çıkmıyordu." bir şey düşünüyormuş gibi parmakları saçını kaşırken gözünü ayırmadığı noktaya baktım ben de, yoldan geçen arabalara dikmişti gözlerini


"Ne zamandır tanışıyorsunuz siz?" 


"Okul zamanlarından-"


"Aynı okuldaydınız ve sonra aynı şirkette mi işe başladınız?"


"Onurla aynı okuldaydık, Rıfat bizden önce şirketteydi"


"Rıfatla Onur şirkette mi tanıştı?"


"Hayır, daha önceden tanışıyorlardı zaten, Onur şirkette benden sonra işe başladı"


"Şaşırtıcı, hepinizin daha önce tanışıp aynı şirkette çalışması falan, koskoca İstanbulda işveren tek yer bu şirket mi?" bir an için bunun önceden bana çok normal geldiğini ama şimdi uzunca bir süre beni düşündürdüğünü fark ettim. 


"İyi de bunun konuyla ne alakası var ki?"


"Onu göreceğiz artık Buçe, hepsini tek tek öğreneceğiz. Birlikte."


**