Kelimeleri cümleye dökemediğim zamanlar var.

O zamanlar bir şey hissetmek istemiyorum. Ama içimde bir his beni boğuyor. Sanki denizin dibine batmış, yüzeye çıkmaya çırpınan biri gibiyim.

Ruhum ile kendi benliğim arasında eziliyorum.

Gökyüzüne bakıyorum, yıldızlar gözlerimi kamaştırıyor. Onlara bakınca tebessüm edebiliyorum. İçten gelen bir tebessüm... Sonra Ay'a bakıyorum, belirli zamanlarda değişen güzelliğine, kendine hayran bırakıyor insanı; o bunun farkında mıdır diye düşünüyorum bazen, bunu düşününce göğüs kafesimi derin bir sizi kaplıyor...


Şafak söktü yine çaresizce

Güneş sıcaklığını hissettiriyor hiç çekinmeden

Ama benim ruhum hâlâ soğuk, bedenim ise bir o kadar sıcak. Çatışıyorlar yine birbirlerinin zıtlığı ile...

Bu zamanlarda cümle kuramıyorum işte, kelimeleri bir araya getiremiyorum.

Lâl oluyor dilim, hissizleşiyorum

Bir bilinmezliğin içerisinde çırpınıp duruyorum...