Şehrin kalabalık caddesi

Bir çayevi

İnsanları seyrediyorum.

Anlıyorum ki;

Renkler ve diller allahın ayetleridirler.

Ben;

Bi günahım...

Sadece,

Allahın bir kulunu,

Bir ayetini sevdim...

Mevsim bahar,

Yeşile durmuş asma bahçeleri

İçim soğuk...

Yürüyor insanlar,

Onların içinde seni arıyorum

Yoksun sen,

Yüreğim ağrıyor...

Ne zaman seni düşünsem bir sağanak yağmur,

Bulanık bir hal alıyorum.

Yazıp siliyorum...

Karalıyorum kendimi...

Bu kez gelişi güzel bıraktım harfleri,

Senin okumadığın her şiir yakılmalı...

Çok geçti zaman,

Çok savruldum,

Düştüm,

Dizlerim kanadı...

Genç kızların koynunda bahar çiçekleri açmış,

Benimse kirli sakallarımda tel tel beyazlar...

Varsın geçsin zaman,

Yeter bana kalbimde ki hatıran...

Biliyorum ;

Fotoğraflarım yaşlandı albümlerde

Ama ben sana hep,çocuksu kaldım.

Şimdi;

İnanmadığım,

Bir mucizeyi bekliyorum,

Sana şiirler biriktiriyorum,

Ben bu hüznün adını sevda koydum...

Biliyor musun?

Sen yokken,

Benim dünyamdam esrik rüzgarlar,

Kalifeyiz lisanlar geçti...

Kapandı pencerem

Çivit mavisi kapılarımda sürgü...

Usandım ben,

Kendimi kandırmaktan,

Harfleri avutmaktan...

Ne zaman,

Bir veda mektubu yazacak olsam sana,

Sigaram küllükte,

Çayım bardakta soğuyor,

Kelimeleri uzatıp duruyorum...

Sen de kendine bir bardak çay koy

Ve karadenizi seyre dal.

Dalgalara bak,

Şarkımızı söyle...

"Çarşambayı sel aldı,bir yar sevdim el aldı

Keşke,sevmez olaydım,elim koynumda kaldı"

Her çarşamba bekledim seni,

Söz vermiştin,

(Unuttun...)

Sahi(!)

Hiç aklına gelmiyor muyum?

Şimdi,

İnsanlara,

Sokaklara

Ve mevsime baktıkca...

İnancımı kaybediyorum

Aşk'a ve sana...

Senin ülkende benim yerim olmadığını anladım.

Bir sığınmacı kadar bile ...

Allaha ısmarladık,

Benim uzak ütopyam,

Hiç olmıyan sevgilim...