sana kızıl haberler getirdim
cehennem siperlerinden
kor bağrımda taşıdım da
sol cephemden ayırmadım bilesin
nefes değil aldığım da
o yandan bu yana koşarken
ciğerlerim dağlandı
soludukça burnumdan ruhum çıkardı
olmayan tanrının gazabından sana sığınırım sevdiğim
içim içime tepiştiriliyor şu şubat azabında
göğe baktıkça üzerime çöküyor şu dünyalar
ben senin yasemin gözlerinde dünyalığım, çek beni
bu kanlı ızdırabın pençesinden
dirhem dirhem cimdikliyor
cimdikledikçe kopartıyorlar bedenimi
kır çiçeğim toprağın olayım, çek beni
ne demekse bütün bu hülyalar kaşlarım düşer
güzel yüzünden mahrum kalırım diye
sana bakıyorum bakabilmeye ömrüm yettikçe
canparem elimi veriyorum çek beni kaderimin şerrinden
bir gün olur şu ormanlara yolum düşer de
yolumu kaybetmek isterim
bir gün olur da şol dağların eteklerinde
ceylanlarla cirit atmak isterim
ısırganım ol, yıldızım, lodosum
salma beni yaren
yalnızlaştıkça doğayı kucaklarım gömülmüş gamzelerimde
doğam ol yarim, kaçışlarım şahsına münhasır
belki yekpare kalmamış gönlüm
tuzla buzdur cam parçalarından farksız
ellerimi kanatsa da sunuyorum koynuna
ellerim kan, yüzünü sevmeye kıyamam
ben ki haviyeden yola çıkmış günahkar
cenneti de cehennemi de bilirim
omuzlarından mümtaz, mesken
bulamadım ayn-i şer bendime