Küfürlere konu olur hep hayat kadınları.

Oysa ekmek için dökülür ter.

Tezgahlarda satılan ruhlar değil

Onurlarıyla kiralanıyor bedenler.

Ruhunu satanlara madalya,

Vücutlara sarılmış kelepçeyle zincirler.

Şeytanların sırtlarına tutturulmuş kanatlar,

Ellerinde sihirli değnekler.

Meleklere giydirilmiş zorla

iblisin dolabından elbiseler.

İnsanlık dersleri veriliyor kürsülerden.

Nasibini insanlıktan almamış muallimlerden.

Talebeler gururlarını kullanıyor el yerine, alkış yaparken.

Akbabalar pay alma umudunda cesetlerden.

Gocunmuyor kimse yüzlerine sürülen lekeden.

Satışlarda sevda kullanılıyor meta yerine.

Sevda satmakla yapılıyor pratikler ticarette.

Kartvizitlerde yabancı ünvan kullanma modası.

Yaka kartlarını takınca boyunlarına, prensese dönüşüyor bal kabakları.

Şoför olsa ne olur driver,

Nerden çıktı barista

Yük belli taşıyan belli

Altın semerin olsa da küçüğüne deniyor sıpa.


Tutunacak dal arar yalanlar gerçekliklerine.

Arkadaş diye tanıtılanlar dönüşür Kafka'nın dönüştürdüğünü gibi hamamböceklerine.

Bulantıyla izlenir mükemmelik diye yüreğine diktiğin abideler.


Abi ve ablalarına özeniyor yeni yetmeler.

Kahramanlar yabancı internet dizilerinden.

Şehvet ve arzuyla emiliyor boyunlarından değerler.


Ruhlarından arınmış bedenlerle yaşanıyor aşk.

Merhamete ve vefaya okunuyor bu selalar minarelerden.


Hırsızlar erdemli çocuklar yetiştiriyor çaldıklarıyla.

Tüyü bitmemiş yetimler takılıyor,

dişler arasında gezinen kürdanlara.

Erdemler ölçülüyor, mevki ve makamlarla.


Vicdanı ancak vicdanlı anneler öğretebilir çocuklarına.

Cenneti yalnızca bu ayaklar altında ara.


Gönüllere kurmuş belediye, otobüs duraklarını.

El ayak ancak çekiliyor gece yarılarında.

Hırlısı, hırsızı, ırz düşmanı birer koltukta.

Temiz sevdalar da taşımıyor değil, otobüsler ayakta.