Bir gerçeklik evet, bütün kabul ölçerlerinden geçer not almış bir gerçekliğin aksamındayım. Belki de yalnızca ben kabul ettim ama yeterli görüyorum.


Her derdin son hali doyduğu haldir. Ağlamak bir taşmak doğrusalı değil de yalnızca bir eylemdir bazen. Bana mı sordular? Sorsalardı söylerdim.


Evet hep beraber bakalım ama ben konuşacağım. Ölmeden önce ölmeli insan dediler. E ben öldüm. Bakın bu dünyaya bir daha gelmem dedim zira bir daha gelmek gibi bir durumu yaşadım. Yeniden yaşamak, yeniden başlamak, yeniden sevmek aman da aman nasıl tekerrür bu yitip yitip öyle topraksız filizsiz neye tutunup yükselmekse bir sabahın oluşunda bulduk kendimizi. Adından korkmayın ama ihanet mesela insanın özünde var. Var yahu gerekçesiz de var, öylesine de var. Kimse kimse için yahu üzülür mü, canı sıkılır mı gidip kimselere diyemez de dizlerini karnına çekip ağlayamaz aman onun allahı da merhamet etmezse ne olur ona? Diyor mu? Demiyor. E bu olmuş her şey kadar olası değil mi?


Teolojiden sıkılırım ama beddua ile ah meselesinin birbirine eş olmadığını bilirim. Beddua döner derler ki umurumda değil benim zira beddua kötü insanların işidir. Ah ise masumdur. Hatta ben eski edebiyatçıyım oralarda ah için aşığın ya da mazlumun sıcak nefesidir can acısıdır derler. Mazlum olan ah eder o sıcak nefes göğe çıkar ve gökleri yakar. Bu sadece zulmeden yansın demek değil dünya yansın demektir. E öyle mi? Öyle. Zira canı acıyanı duvarların ardında diye görmezden gelen bilincin bıçağı da kördür. O kadar dua ediyor insanlar. Kimisi iş, kimi eş, para, gün yüzü aman gecenin gündüzü için... kimse canı acıyan varsa, yahu allahım hani sen görüyorsun varsa tenhada bir köşede, ya da meydanda kim bilir canı yanan, kalbi kırılmış biri varsa onu da gör diyor mu? Dua işi büyük bencillik. Ben olsam allaha derdimi işaret ederdim. Ettim de. Bekliyorum.


Döndüm oraya evet ben öldüm. Öldüm yani ölüm öyle bir şeydi bence. Benim soluk almaya iştahımın olmadığı oldu yani, ölüm demem için illa yeşil arabaların kasalarında gidip lale soğanı gibi toprağa ekilmem mi gerek? Bence gerekmez. Ve yeniden geldim. Yine bir şeylere ümidim, itimadım oldu. Yine karıştım maviye yeşile ve uydum her şeyin rengine gördünüz mü?


Nitekim herkes ayağını denk alsın. Nereden baksan kaybedecek şeyleri olsa da kaybetmeye alışmış biriyim. Beni bir daha çok üzemezler.


E varsa cesaretin gel. Vur diyorum.


Vur bakalım ölümlü müyüm?



Fotoğraf: Yasemin Çargıt