Ruhlar içinde ruhsuzum
Şavklar içinde şevksizim
Bu sefil hayatın bir parçasıyım
Acı iniltinin ezgisiyim.
Bu gece sadece kendime figanım
Yalnızlık, sürekli kapımda yatanım
Yanılsama, umursama, anımsama!
Vazgeç hepsinden,
Nihayetinde üzülürsün en sonunda.
Çiçek verdin, ardından güldüler
Küfür ettin, ahlaksız dediler
Bağırdın, çağırdın, ses etme dediler.
Sen bu hayata doğmuşsun,
Fazla söylenme istediler.
İtiraz edemezsin
Kafana göre çekip gidemezsin
Bu hayat senin değil, sevemezsin.
Sürekli çağırırlar
Gidersin, gelirsin
Tanrının kulusun en nihayetinde,
Diğerlerinden seni ayıran ne?
Ne ki sen de çekmeyesin bu sefaleti?
İyiymiş, şu aptala bak
Adi olmalısın
Bu sefil çağda başka şey geçmez,
Melek kanatlarını cehennemde yakmalısın!
Aptallık etme, yoluna bak
Eğ kafanı
Kaldırırsan
-acımazlar-
Çakarlar aparkatı.
Zifiriymiş, esiriymiş
-gecenin-
Sözünün eriymiş
Bunun için gelmiş dünyaya
-nereye gidiyorsa, bir türlü yetişemezmiş-
Aklında bin bir türlü soruyla.
Neymiş anam, babam
Hak etmemiş bunları
Biraz salaklık var sanırım bu evlatta,
Daha tam anlayamamış dünyayı!
Sevilmeyecek adam mıymış?
Nerden bileyim ben!
Yetmez mi diye soruyor hala
-kesinleşti, biraz aptal bu çocuk-
Anlasa keşke, bunlar daha her şeyin başı
Durmaz akar o oluk,
Bütün dünya pislik doluyken.
Tekrar verelim o öğüdü:
Eğ kafanı,
Kaldırma,
Yakmasınlar canını!