Yalnızlığın kol gezdiği bu sokak,
Ürkek bir valiz tekerleğine kulak kesilmiş.
Boyunlarını eğmiş sokak lambaları,
Sarı bir ışık kusuyor kaldırımlara,
Öyle sarı ki,
Yalnızlığın bu tonunu hiç görmemiştim.
Öyle çok kimsesizim ki
Öyle çok ki
Bir otobüse binip çekip gideyim desem,
Bavuluma bir tek yalnızlığı sığdırabilirim.
Üstüme bir kaç beden büyük gelen yalnızlığı.
Yaşamanın bu türlüsünü hiç görmemiştim.
Bak İşte şurada hayal kırıklıklarım.
Burada da hüzünlerim üzerime çullanmış.
Bak ordaki de umutsuzluk yolumu gözleyen.
Yüzüne hiç bakılmamış bir ayna,
Hiç koklanmamış bir çiçek,
Yağmurunda hiç ıslanılmamış bir bulut nasılsa, Öyleyim.
Dili bozuk bir kapı gibi
Çarpıp duruyorum kendimin üzerine.
Bir mezar taşında kendi ismini görmekmiş yalnızlık.
Gün gün kendi mezarımı kazıyorum.
Ölümün böylesini hiç görmemiştim.