şişkin damar, mor dudak ve ıslak kirpiklerle başlatılmış bir hayat

başladığı yerde ne ışık ne bir gün yüzü parlamış

başka bir yanıtsız var oluş bu, başka adlar taşıyan

çok geç anladım, dalmış gözlerle tek kişilik bir vedaydı bu

hangi seyrine ayak uydurayım, nerede bulayım artık bir yolu

belki çocuk, belki o vakitte çoktan ölmeliydim

koştum, ne hâlim varsa hepsi yerle bir, ağzım bozuk

acısız ağrılarla ölçülen içimden artık ümit yok

bilmem neye ikna edildi bunca etim


en az zemheri geceler kadar soğudum her şeyden

iklimlere taş atan çocuklara birer suç ortağı oldum

hiçbir şeyde, hiçbir yerde ne anladığım ne bildiğim...

tuhaf bir yalan sızıyor ağzımda çoğalan kelimelerden

sussam belki var olmamdan daha hayırlıdır, ne bileyim


aklım dünya denilen tezgahta bulaşık gibi

niçin bilmem, hiçbir yolum yönüm kalmadı artık

hayırsız sabahlar içinden biçildim

soluğuma tutuşturulan bu hayattan eser kalmadı

şimdi yalnız ve uzak bir şekildeyim


kendimin bu kadar sonundayken beni daha ne beklesin

hiçbir şeyin hayrı kalmadı, zaten şerliyim ele avuca

dilime dolanan bir kaç kelimelik yakarıştır; bitsin... bitsin

imanım hiç edildi, ölümden başka hayra ve sonuca


ve nihayetim, günler ve muhtelif yüzlerde acımak

aklıma sığdırdığım ne var ne yok puslanmış

ağrı, ağrı... adım karışır, kavuşmam bir kelimeye

neyin gölgesindeyim nedir bu vakitsiz yaşamak