Yaktığım tütsülerin küllerinden bir anıt inşa ettim. Burgu avizemden bir kişi hayali. Uzun tüllerimden tanrıya açılan kapılar. Kitap ayraçlarımdan keskin bıçaklar. Saksılarımda çiçek resimleri. Televizyonumda siyah bir kanal galiba. Ve geçmişten kum havuzu. Kırılgan kaleler ve evler dikiyorum. Dayanıksız ve tek renk evler. Geçici evler. Birbirinin aynı. Farklılaştırmaya çalıştığım an toza dönecek evler. Dokunsam toza dönecek. Bir şey yaratamıyorum. Sıkılıyorum ve boyuyorum kalelerimi, tuzlu suyla boyuyor, biçimsiz bir yerleşim vadediyorum. Tüm bildiğim bu. Yaratımım ve verebileceğim her şey. Arayışsız, sahip olduğumla yapabileceğimin hepsi. Yetinmeli veya çekip gidilmeli demişti biri. Oysa ben çamurdan evler yapıyor,
evlere geçmiş,
geçmişe can veriyorum.
Tüm yapabildiğim bu.