Sırtımı dayadığım bir duvar var

kaskatı çökmüş bir ağırlıktır bu 

ve şimdi sırtımda hissettiğim; bir canavar

gün doğar, geceye vurur ayağını dehşetli

saatler, takvimler hep canavarca sayıklar

ipince iplere sarılarak geçer zaman

ipince iplerle oynayarak 

adımlar atılır canavarca

kanlı dişler döner canavarca

sonra birkaç korna çalar

bir baş kaldırıma değer

bir baş yükselmeye başlar

bir baş savurur kendini hoyratça

bir teklik her yeri büsbütün sarar

beş yerde durur zaman

bir baş yerde kucaklanır

belki bir baş rüzgarını arar

zordur kendine bir ses bulmak

zordur, karışmış birbirine adımlar

gün batar yorgun argın

neydi bütün bunlar,

neydi bütün bunlar?

korkunun diğer adıydı yarınlar.​