bıraktım omurgamı eğen bu üç kuruşluk sanatı. bıraktım adın neyse. kabuk dedim kanadım tam 15 yerimden. dünyayı 15 yaşında anlamaya başlayan bir çocuk olarak saçımda ilk akı dün 25'imde gördüm. üç aşağı beş yukarı anladım artık dünyayı. senin 4 harf bile etmediğini anladım kabuk. sana çok benzer bir hayatı yaşamak için ant içtim kendime. dünyaya annemin gözleriyle bakmak için de. bu yaptığımın iyi bir şey olmadığını daha yaparken çok iyi biliyorum. ama yazmaktan kırılan bu ellerimi dünyada başka bir yere ait görmüyorum. tek hece aşk'lar halt etmişti sana yazdıklarımın yanında. çözülmeyen sırlar duvarlara afişti. artık öyle değil. bütün harfler küçük. söylediklerimin sonunda hiç -ki yok. seni sevmenin yollarını arayan bu çocuk artık koparıp atmak için kanatıyor çirkin ellerini. bir gün burada olmayacağım. bunu nasıl anlarsan anla. hiç anlamak için kullanmadığın o kazanı bu kez amacı doğrultusunda kullan. bir gün bir şekilde burada olmayacağım nihayetinde. gözsüz gören gözler var rüyada bile. gözlerim seni görmüyor. gözlerin beni görmüyor. gözlerimsiz yaşayasın. gözlerimsiz yaşa - yasın.