Evde kalmış katibenin cam kırışları...

Akranları ile konuşan madam Valeria.

Evler, tekrar döşenen çitler.

Burası Avrupa'nın en soğukkanlı şehri.

Memurlardan üç bisikletli

Usuldan geçiyor.

Kafka sevdalısı gencin, 

Yaşam sebebi gibi sardığı dergi.

Eşini yeni kaybetmiş adam, münzevi.

Müphem bir hararet!

Kaçkın derya, ev ev dolaşıyor bu saatlerde.

Serin hava.

Kuşlar kol geziyor çatıları.

Bahçe kapısından çıkan bekçi Erdem,

Dikkat çekme maksatlı dışarda bıraktığı kemer...

Hele yarı kir şapkası

Arkasından Afganlı seyyar geçiyor

Sonra bir başkası...

Kırmızı entarili seçkin edebiyatsever.

Her gün uğradığı sahaf

İki bardak çay, muhalefet gazete.

Doksanları andıran noksan kıyafetli genç,

Önünde birkaç fahişe

İşini bırakan Enver usta, camdan izleyen Ayşe.

Hep aynı tantana , aynı kısır döngü.

Kendi liyakatine göre uğraş veren bahçıvan

Akıl hastanesine giden bir hademe,

Daimi meşguliyet gerektiren işleri.

O kadar gördüm.

Daha yazdıklarım yarısı.

Bir de kulağıma gelenler var alt caddeden.

Hani geceleri ışığı sönmeyen,

Göğsü açık kadınların mesken tuttuğu.

Bitmez! övünç sanılan bu tantana

Hepsi bir yana,

Ben yine yazacağım.

İnsanım işte. 

Yaşanmışlığı vurgulayan mahluk.

Kalkmalıyım usuldan.

Akşam veriyor belirtisini

Kesiyorum artık satırdan kalem sesini.