Yaşarsın üzüntüye seslenmeyi öğrenerek 

bir serzeniş olur ümidin 

tarih kusmuk gibi çıkarır bizi

yerinden eder burkulmuş vücudumuzu


bir olanağı, bir olacağı yok

her gün yeni bir söz olur yalnız 

kalp karşı karşıyadır hep bir soruyla  

hiç aşina değilsin günün sonuna 

hatip ne söyler, biz ne duyarız


yok, kimse bilmez bir el uzatmayı

beklediği eli uzatmayı nasıl bilsinler

her şeyi bilerek yaşamayı bilemezsin 

iç yüzleri öğrenmişsin, ama nereden 

şemailinde bir güzellik kalmamıştır


kulağına çalar duymadığın binlerce ses 

toprakta çiğ, gözünde bir ıslaklık

sezmişsin suçsuz simaların haberini 

zaten neye mukayyetti dersin 

varlığını onlar gibi tıkayarak tüketirsin


talihin gecikmişti bir düşüncenin bağrına

iç çekerekti kendini yaşatmaların 

meşgalen kime neye erişsin diyeydi 

olmaz bir şeydir her şeyin

canın harekete geçmeyi bekler 

verilmek için bir noksanlığın uğruna