evre 1


göğsümü damgalamaya bu kadar heveslenme kumru.

her seferinde yasımı sana doğru yontuyorum.


bir yasın sesi

asırlarca aynı ejder boğazından kıyıya vurabilir.

yas, at üstünde kamçılayarak kendini acıdan af dilemektir.

kendisi doğurur kimyasını kanatlarıyla.

yastan kalanlar buruşuk ayak parmakları

ve birkaç ufalanmış gövdedir.

en çok da

bir sürü yastan en parlak olanına tutunarak,

mide bulantısı ömür törpüm.

evre 2


yas, adem elmasını törpüleyerek başlamaktır cümleye.

sonra demektir

keşke demektir

yolun ortasında yürümeye direnmektir.

yasıyla kendini ayrı ayrı sırtlayanlar,

dışarda tutanlar kendini,

salkım saçak yaşayarak yüzlerini aynada,

derin göz çukurlarıyla konuşurlar.

ısrarla bu mide bulantısı benim ömür törpüm.

yasımla ben ayrı ayrı yaşıyoruz,

yasımla ben bir akşam üstü esintiler arasında rastlaşıyoruz.


her seferinde inan,

damgala göğsümü kumru,

ben yürümüyorum, yas yürüyor dağlara

bir yas kumbarasında kendimi biriktiriyorum.


evre 3


dalkavuk mısralarda pelerin takıyorum,

yine de yaranamamakla birlikte kendime,

kumru gagalayamaz bu kadar uzak bir geçmişi,

bu kadar uzak bir sesi,

nefesi,

ve en az yedi kez dirilmiş hayali.

sekizinci olmayacak kumru.


bir kaza olacak gözlerinde.

ben bir antikaya bakar gibi bakacağım sana.

çölleşeceğiz sökmek için bunu sırtımızdan.

didaktik bir metne dönüşecek ellerimiz,

ayaklarımız ıslaha.