Yırtık bir resmin,

Sararmış renginde kalmışsa sevgin

Yazık!

Yazık tükenen ömüre

Harap olmuş bedenlere.

Yaz güneşi

Kavururken tenini

Üşüyen yüreğine,

Dört duvar arasına hapsolmuş özgürlüğüne

Yazık!


Hep bir zamanlar diye

Başlar ya geçmiş

Ve hiç durmadan koştururken

Peşinden zamanın;

Bir de bakarsın

Kömür karası saçlarında aklar,

Yüzünde yılların yorgunluğundan

Kalan kırışıklıklar...


Ve düşerken hüzünle

Bir sonbahar akşamı

Hayatında kalan son yaprak,

Arkandan şöyle der bir çift dudak;

"Her hayal gerçek değilmiş

Bilemedim,

Yazık!"