Her şeye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir dönemde yaşamak belli ki bir çoğumuzu ya köreltti ya da tembelleştirdi. Bir tıklama ile tüm gezegeni ayaklarımıza seren teknolojinin her geçen gün daha fazla kölesi olduk. Şu an rahat etmemizi sağlayan tüm bilim adamları, mucitler acaba ömürlerini harcadıkları tüm bu çalışmalarını yaparken bu anı bu şekilde mi hayal etmişlerdi? Onlar insanlık adına dirseklerini çürütürken bizler ellerimizde telefonlarımızla yattığınız yerden sadece sırtımızı çürütebildik.


Bilgiye bu kadar yakın olmanın elbet başka zorlukları da var. Mesela bir adamın YouTube'dan video izleyip kurban bayramında kasaplık yapmasını bir arkadaşımdan duymuştum. Kendini kesmemiş olması onun sadece şanslı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hele ki etrafta o kadar çok yanlış bilgi varken. 


Hangi bilgi doğru sorusu belki de en çok nefret ettiğimiz soru haline dönüşüyor. Bu şunu demiş, bu oradan şöyle duymuş gibi bilgiyi bulmanın içine girdikçe böyle garip söylemler ile karşılaşıyoruz. Konu hakkında bir fikri olan ile fikri olmayanın arasında debelenip duruyoruz. 


Umarım bu karmaşa içinde hayatta kalabilirsiniz. Çünkü ben artık okuyarak öğrenmenin, yazarak gelişmenin tarafına geçtim.