Ansızın gelen bir sessizlikle başladı sonsuz yürüyüşümüz.

Hep ayrı yollara evrildi adımlarımız.

Dünyanın tüm kötülüğünden kaçtığım sığınaktı gözlerin.

Anılar göğsüme sancılar yüklese de,

hiç değişmedi zihnimde gülüşlerin.


Hiç başlamayan bir hikayeye ne kadar anlam yüklenebilirdi ki?

Cevapsız sorular yazdım suya.

Bilinmezliğin puslu havası dağıttı tüm bildiklerimi.

Geriye bir adım dahi atmak mümkün değildi.

Lâkin göğe açılan pencerende birkaç sigara daha içebilirdik.


Oysa şimdilerde bir şişe şaraba, birkaç toz tutmuş anıya sarılıp, sert rüzgarlarına teslim olduğum hasretin üşütüyor içimi.

Kayboluşumuzun derinlerinde saklıyorum bizi.

Sayısız vazgeçişlerin oluşturduğu tepelerde tükeniyor nefesim.

Kendimi defalarca kandırdığım aynalar suratıma vursa da gerçekleri;

Tüm engelleri aşıp gök-yüzünde birkaç şişe daha sarhoş olabilirdik.