Ayaklarım cesarete atfeder

çekinilmez bir anlam

böylece gelişimin korkunç

esintisi uçuşturur saçlarını

gözler kapanma refleksini

erteler birkaç asır

senin pot yapmaz düşüncelerin

bana belki değinir


-hayır, belki de

tam şu an dudakların

beklenmedik bir patlama gibi

yaşanmalı karton evimde-


olur ya, sokaklar kokun

ile aklanırsa kötü anılardan

ne bileyim -olmaz da işte

kalbim sektirilirse denizde

kumsaldaki bebekten daha

hafifler katılaşmış vücudum

uyanıklığım sana eylenir

-hep daha

üstteki veledin boyu kısa

sebebinden toplayamazsam

gökten hiçbir şey

ben de sana yakışanı parlatırım

yeryüzünde varsa ne

ya da "yok," diyorsan,

"suyum sana hiçbir yangında,"

az pişmiş gamzemi ikram ederim

itinayla yanağına.