bu yeşil gözlerin içinde

orada bir yerde

pusulası denize dönük, soğuk söğüt ağaçları var

bir telaşlı sesleniyor uzaktan

ağzında şelale, damağında pürü pak pınar

saydamlaşmayı öğrettikçe bana, sulak baharım

bana diz çökmeyi öğrettikçe pınar

yavaşlamalı ve şimdi sermeliyim güneşe ruhumu tekrar


şu yüzüme vuran, can kurtaran meltem

yeşil gözlerden dimağıma esiyor

şu panayırın cümbüşü, nadide vazolar

parmaklarımda kırılıyor

bir kasırganın orta yerinde travmam

beni yaralayışı yeşilin ve onarışı baştan

yemyeşil bu gözlerin içinde alacalı ağaçlar yanıyor


cilamı sürüyorum yassı yaşama

bir sis bulutu yüzümden süzülüyor

ben kendimin kenesiyim itinayla

bu yeşil gözlerin içinde

bir pasın parlak sevdası dalgalanıyor


geviş getirdikçe belki, süsü azalıyor kaderin

tekerrürden ibaret yemyeşil buğdayları dikiyorum tarlama

yeşil çok şey olabilir yine de

yeniden başlamanın cilveli tebessümüyle

yeşerirse güneş gülleri

bu yeşil gözlerin içinde

bana ait olan bir şey.