Bir bıçak konuldu göğsüme

Tam da sıkıntılarımın üstüne.

Beyaz bir çarşafa sarılmışım

Kundaktaki bebek gibi

Uyuyorum...

Damarımdaki morfinin tadı hala ağzımda

Dişlerimin arasında bir bez

Kapamışım sımsıkı

Tek laf kaçmayacak ağzımdan

Herkesin kulağı bende

Ama ben konuşmayacağım

Tek kelime etmeyeceğim bu sağır kulaklara

Bahçeme insanlar doluşmuş

Güzel çimlerimi çiğniyor bebeleri

Tanımadığım onlarca insan var evimde

Onlarca el değdi soğuk tenime

Herkesin dilindeki duasıyım

Kabul bulunacağını bilmediğim duaların aminindeyim.

Evimde büyük bir ayin

Okunan kutsal kitapların ihtişamlı sözcükleri

Yankılanıyor dört duvarımda

İlk kez bu kadar çok lamba yanıyor

İlk kez bu kadar insan var evimde

Tanrı misafirdi bugün evime...

Yedimde ölmüştüm,

Hatırlıyorum.

Annemin kucağında, yine aynı beyaz bir çarşaf üstümde

Bugünse yetmişimde doğdum

Yine aynı beyazlık

Yağmalanmış bir vücut

Talan edilmiş bir tarla gibi her tarafım

Morlukla dolu kollarım ve bacaklarım

Yeni doğmuşum ya

Dövülmüş ve kırılmış kemiklerim

Ezilmiş etim

Bir kıpırdasam dökülecek her parçam

Tanıdık bir acı zihnimde

Yetmiş yıllık anne karnı dar gelmiş

Uyuşmuş her yanım

Gömüleceğim biraz sonra

Bana ninni okuyacak çok insan var

Artık uyuyabilirim...