Boğazımda sıcak bir yağ gibi içime girdi yalanlar.
Neydi bu yalanlar?
Tüylenmiş bir kazak gibi ortaya çıkınca,
Fark ettim
kendime dikip durduğum yalan kendim -miş
Uzun yollar güzel kapılar açacak yalanı genzimi yakarken,
Güzel şeylerden bahsedelim
Çiğ taneleri hala var,
Çiğ taneleri hala üstünde güzel yaprakların.
Tazecik yaprakların.
Elimde ısırgan yangını,
Kaç bin yıldır eskiyor ellerim yalnızlıktan.
Kendime doğru yola çıkışlar
Ufak çiziklerle geri dönüyor bedenime.
Açıp kaldığım kapılarda kendimi karşılıyor,
Dizlerimin üstüne çöküp ağlıyorum.
Ağlıyorum kendime.
Bir şey söyle bana
Bir çocuk gibi ağlama de
Ağlamadım deyim.
Bir boya gibi fırlat beni,
Bir yere yapışan yerlerimi terebentine bula
Parlat beni.
Bir salıncakta gidip gelen ruhumu okşa,
Ve hayret et göğsümün bir yelkenli gibi açılışına,
Güneşte ve sıcakta sapasağlam duran göğsüme helal de.
Göğsümü öp ,
Göğsümü bir tapınak say sevgilim.
Dik mumlarını aydınlat.
Bir yorgan gibi dizlerime çekiliyorken zaman
Bir yalan bulayım yine
Açık kalan parmak uçlarıma dolayayım hüsran.
Bilirsin haylaz bir çocuğum ben,
dudaklarımın kenarını hep sana bırakıyorum inan.
Ama yine hüsran
Yine hüsran.