yaktım pençesini gönlümdeki cesaretin

bitmiyor bu evvel, ictiyazi kahır


halvet tüttürür, dudaklarımda

ehrimenin

verdiği muamelât-ı dünyeviyye acılar

valse referanstı

azrail'in parmaklarında


anlamsızlaşan dehliz çapulamdan izler

gelirsen peşceğizimden

hançerin sivri olsun Renée

acı yaşarım ben.

yaşattığın acılarla, severim

seni

yaşlarım bizi

her gün bir bulut korkuturum

pekçok özürler

bi' masada ben,

gülüşün diğer masada


nasip olan, olsun

çoğundan değil, senden


ne densede tüm bunlar

yazıdır,

kamer kırdım

sazımı


öpsem hüznümün kara yalgısından

bir ölüyü yıkıyorlar belki de

ve hatırlatıryorlar bana kim olduğumu;

-YALVAR! YALVAR! EY, BİR ZAMANLAR İSİMLİ!-


parmak uçlarımda bir saksağan

başladığında gecenin kantatı

görünmüştü,

yellerin yücelttiği şey uzaktan...