Damağımda tanımadığım bir tat var. Ne olduğunu bilmiyorum. Ne olabileceği ile ilgilenmiyorum. Hayat öyle ya da böyle akıp gidiyor ve ben buna engel olamıyorum. Evet, eskisi kadar radikal değilim. Bunu kabul ediyorum ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını da kabul etmek zorundayız. Dünya bile eskisi gibi değilken benim ideallerimi ve radikalizmimi yitirmem ne kadar büyük bir sansasyon yaratır ki? Cevap veriyorum, hiç kadar. Hatta şunu da kabul etmek lazım ki, hiçliğin evrende kapladığı alan ile kıyaslanamaz bile. Bilin diye söylüyorum, 'Hiç' ile 'Hiçlik' arasında birkaç bin galaksi ve çokça güneş sistemi bulabilirsiniz. Her teoride olduğu gibi bunda da yanılma payı var elbet. Gecenin köründe ve hatta bazı meridyenler için sabahın bile körü sayılabilecek bir vakitte dile getirilmiş bir teori için çok büyük beklentileriniz olmamalı diye düşünüyorum. Dünyamızın şu an bulunduğu konumu göz önünü alacak olursak eğer zamanlamanın biraz manidar olduğunu görebiliriz. Eşsiz ve kıymetli dünyamız kendi etrafında 27 tam tur atacak ve 27 Eylül gününü yaşıyor olacağız. 27 Eylül gününe geldiğimizde ise eşsiz ve biricik dünyamızla tanışmamın ardından tam 27 yıl geçmiş olacak. Daha şiirsel bir deyişle; 27 tam tur atmış olacak dünya, güneşinin etrafından. Haklısınız, şairleri abartıyor ve şiirlere gereksiz anlamlar yüklüyoruz. Gözümüzü yumduğumuz an kaybolan gerçekliğe çok fazla bel bağlıyoruz. Varlığımızın ve kendimizden arta kalan her şeyin var olma sebebinin ne kadar da ince bir çizgide ilerlediğini sürekli unutuyoruz. Ani bir kalp krizi veya duştan çıkarken ayağımızın kayması kadar gerçek olduğumuzu göz ardı ediyoruz. Benim gerçekliğimin sona erdiği anda benden geriye kalan ve benim dışımda olan her şeyin anlamının yiteceğini, varlıklarının bir söylenti olacağını ve bazı söylentilerin yalan olma ihtimalini görmüyoruz. Evet, dünya dönmeye devam edecek ve evet, güneş de oralarda bir yerlerde varlığını sürdürecek... ama dünya ve güneş, sahip oldukları kudretli varlıklarını benim ölü bedenime açıklamakla uğraşırlarken ben gerçeklikten bilmem kaç milyon ışık yılı uzaklıkta olacağım. Sahibinin ayaklarının dibinde uyuyakalmış sevimli bir köpeğin, kabusunda gördüğü ve ismini bilmediği herhangi biri olmadığımı kim iddia edebilir ki? Birazdan gidip uyuyacağım ve uyandığımda bütün bunlar komik olmayan bir şaka, gerçeklikten uzak bir çocuk masalı, eski çağlardan kalma bir alıntı veya yaratıcısının bile umursamadığı bir dünyadan artakalmış bir yazı olacak. Ben uyuyacağım ve dünyanın kendi etrafında 27 tur atmasına gerek bile kalmayacak.