hiçbir zaman çocuğunu sahiplenemeyecek babalar, hiçbir zaman çocuğunu kendinden fazla sevemeyecek anneler, yalnız büyüyen bütün çocuklar -evlerde, sokaklarda. büyük hayallerini sığdırdıkları kafalarına sığmayacak bunca kötülük. neden olduğunu anlamayacaklar bu kavganın, savaşın. rengi fark etmeksizin siyah bakacak hep gözleri. sırtında montu olan da sadece sevgi isteyecek, kışları bile ayağında terlikle gezen de. olmayacak, bu dünya onların dünyası değil. yetişkinlerin nefretine ev olacak yeryüzü, onları saracak kolları olmayacak. hep bir köşeye sinecekler, geçip gitmesi için, büyümek için. büyük insanlar olmak isteyecekler, sevgiye bile ihtiyaç duymayacak kadar büyük. çocukluğu kırılmış birer yetişkin olacaklarından habersiz. dünyanın kötülüğüne eşlik edeceklerini bilmeden. onlar da masum kalmayacak, masum olan her şeye kara çalar bu düzen. ezile ezile büyüyecekler, hep isteyen gözlerle, eksik bakacak hep gözleri. kötülük işleyecek minik yüreklerine. geride bırakıp yarım kalmış çocukluğunu, anımsamayacak kadar değiştirecekler hayatlarını. insanlara güvenmeden ama yalnız kalmaya da çekinerek sığınacaklar ilişkilere. gördükleri sevgi karşısında ne yapacaklarını bilemeyecekler, sürekli yanlış olana gidecek ayakları. sevmeyi deneyecek, soğumuş hislerine ulaşabilirlerse sevinç duyacaklar. saf nefreti tadanlarsa kaçacak hep. yine de bir hayat kurmaya itecek onları içlerindeki ses. sevgisiz anne babalar olacaklar, tıpkı kendi anne babaları gibi. sevmenin ne olduğunu bilmeden büyüyen çocuklar, ne söyleyip iknâ edecekler çocuklarını sevmeye? bu denge hep böyle sürecek. sevginin olmadığı her yer kuraklaşacak, insan insanı böyle hiç edecek...