Niyetim yokluğumuz içindeki varlığı anlayıp mana arayışı içine girmek.
Hayatımız boyunca bir sağa bir sola savrulup durmuşuzdur. Tam, düzeldim artık yıkılmam, dediğimiz anda yine bir taraflara savrulup yanar olduk. Bu süreçte kime derdimizi anlatsak dönütler boş cevaplar şeklinde bizi karşılıyor.
Karantina günlerinde daha bir anlar oldum. Yaşadığımız şu hayatta ne yapıyorsak biz kendimize yapıyoruz. Bize bizden başka ne yararı ne de zararı dokunan olmaz.
Düştüğümüz kuyulardan çıkış yolunu fâni olana sarılarak değil bâki olana tüm benliğimizle sarılıp hâk yol üzere müstakim olmalıyız.
Çok zorlu yollardan, imtihanlardan, meşakkatlerden elbette geçeceğiz. Ki olması gereken de bu değil mi? Bu dünya sefa dünyası değil cefa dünyası. Siz sonu olan bu dünyayı kendi lehinize çevirip gerçek manada sefa içinde yaşayabilirsiniz. Tabii şimdi diyeceksiniz ne diyorsun? Sözlerin birbirini tutmuyor. Bu dünyada anlamsız eşyalarla, içi boş şeylerle doldurulmuş evlerle, hayatın nabzının attığı bir televizyon ya da bir araba sevdası için yaşamıyoruz/yaşamamalıyız. Bizleri şatafatlı bir hayat, lüks içinde düzenlenmiş bomboş evlere öyle bir hipnoz ettirmişler ki, hedefleri için her türlü yolu denediler ve ne yazık ki başarılı da oldular...
Bu konuda söylenilecek çok şey var ama lafı dolandırmak değil niyetim. Gelelim yukarıda bahsettiğim bu dünyadaki sefa olayına.
Şöyle ki; her şeyi bir kenara atıp hepsinin yok olacağını düşündüğünüzde veyahut bunun gibi bir çok şey aklınıza getirdiğinizde ne demek istediğimi az çok anlayacaksınız. Hakikati kendi gözlerinizle gördüğünüzde artık hiçbir şeyiniz olsun istemeyeceksinizdir. Daima en sade olanı tercih edeceksinizdir. Bunu zamanla öğrenip gönlünüzde az da olsa yer edinmeye başlayınca artık hak olana yavaş yavaş adım atmaya başlarsınız. Yokluğun içindeki varlığı artık minik minik adımlarla çözmeye başlarsınız. Hak olandan yana olunca batıl gelse bile sizi yanına çekmeye gönlünüze işlemiş olan hak sevgisi buna asla ve kat'a izin vermeyecektir.
Ne olursa olsun varlığın ne olduğunu bilip öyle hareket etmek gerekir.
Hâk geldi batıl zâil oldu.
Hayırlı geceler...