Çıkıyorum, o uzun ve çetin yokuşları,

Arada görüyorum şu değiş tokuşları.

Ağlıyor çok basılmaktan bu telefon tuşları,

Bitmiyor yokuşlarda, kuşların uçuşları.


Yokuşlar, o uzun uzun bitmeyen yokuşlar,

Bazen dar gelir, bazen de geniş gelir bana.

Yokuşların üzerinde, bitmez okuyuşlar,

Çoğu vakitler, pek çok anlamsız gelir sana.


Yokuşlar, çokça çekiyorlar beni darlara,

Yürüdükçe, dizlerim oluyorlar pek yara.

Yokuşlar, bazı günlerde olur açık ara,

Pek az günlerde de, olur bana pek de kara.