Toy bir ruha sahibim, 

Keskin geçişleri vardır gözlerimde Tanrı'nın. 

Hevesler, anlık kararlar, belki büyük aşklar... 

Hepsi bir su gibi geçti gitti akıştan

Varoluş biçimi değil miydi alışmak? 

Şu kısacık ömrüm yoldu kanadı yarayı acıdan

Yaradan yarı yara yapar oldu hep canda,

Kanlı canlı diriltemedim yosun tutmuş camda

Baktım, izledim, kitlendim

Bir bardak su almak için heveslenmedim.

Ben aşkı, sevgiyi unuttum, kavramları yittim

Yol uzun sevgili, yolculuk adın

Çıktın karşıma dizginlendim. 


İçini açamadım,

Boyanmamış bir sanat dedim için için

Bir renk kaldıysa siyahımdan bir beyaz veririm kirim için

Bir parça sökmek isterim içini

Bir parça inanç için kendime

Yol uzun sevgili, hayat adın

Bilmem kaç can kaldı yeminleri öldürmeye?


Benim içimi parça parça dokumuşlar zaten 

Karıştırmana hacet yok sevgili. 

Yorgunluğumu al yeter 

Her gün çözerim teknelerin halatını, 

Yüzer içimde merhabaların, 

Dimağımda arzularım. 

Kitaplardaki aşkı da aramıyorum artık sevgili 

Şanslısın...

Bir sen arıyorum

Yol uzun, adın arayış sevgili 

Araflar arasında hangisi kopan bu kayış? 


Sen sevmekten haberdar da ben sevilmekten bihabersem artık, 

Öğret bana sevgili. 

Sarma yaralarımı açık kalsın, 

Sen yara olma tamam

Nefesin iyileştirir çölümdeki çiçekleri.

Yer yer bilirim ölümden çekişleri

Yaşatırsan kavramlarımı,

Yol uzun, adın akış sevgili 

Zamanda bilmediğim bir yarış seli


Ne biliyorsan öğret bana, ezberlet yüzünü

Ancak seni tanımlayacak hiçbir şeyim olmasın.

Yan yana anda yaşama tutunan dallar kadar 

Kök salmak amacıyla karışmak birbirimize...

Sen bana kök sal 

Ben sana kök

Kök...

Cahil kalalım, bilmeyelim biz gerekirse bizi

Aramızdakini, insanları, psikolojiyi, bilimi

Kaçmasın tadımız hiç

Yol uzun, adın büyümek sevgili 

Ben yorulmam seninle adımlarım iki düşmek, bir ileri.