(6)

Çok kalabalık bir vagonda

Yürüyememek birine çarpmadan

İşte kimseyi üzmeden

Kendi kalamıyor insan

Gölgeni eziyor geçiyorsun

Gölgen son ev senden kalan


Bu tepetaklak düşmek nedir

Nedir bir ağacı öldüren ayakta

Nerede bu dizenin gizemi

Bu ormanın göz akı

Şimdi nemli kovuklar izliyor bizi

Renkli pullarımızla sevişirken

Boğulan balıklarız kendi suyunda


Fark ettin

Bu aşkın yük olduğunu

Ama bırakamadın

Bir istasyonda unutamadın

Annene benzeyen ellerin gibi

Adımı verdiğin acıların gibi

Kolun, gözlerin, sesin gibi

Kendinden koparıp atamadın



(7)

Bitsin dedikçe yeniden başlıyor

Bu her neyse

Asfaltı yarıp çıkan bir çiçeğe benziyor



(8)

Ben kimseyi mutlu edememeye

Kendimden başladım


Hep kenarda köşede

Hep herkesten gittikten sonra

Yalnızım demeye varmıyor dilim

Hep sonraki, sonuncu, sonda


Büyüdükçe bölünüyor

Bölündükçe ufalıyorum

Bir bütün etmiyor artık parçalar

Okullar dolusu çocuk var içimde


Bir ayağı kısa bu yüreğin

Ne koysam devriliyor üstüme

Ağzımı kesiyor kırık şişeler

Ağrıyı kesmiyor

Kaldırın

Dememi beklerken herkes

Kal derim

Çünkü tutar beni kan ve ellerin

Halbuki düşmem gerekiyor

Şuraya, buraya, senden uzak bir yere