Uzun bir yolculuktan yapmaktan en keyif aldığım şey eve dönmek oluyor. Eskiden dönebileceğim evim olduğunu hissetmiyordum. Belki bu ve benzeri sebeplerden yol bitmek bilmiyordu benim için. Ve sonunda dinlenmek istediğim zaman bulduğum yerde sadece bedenimi dinlendirin, kaldığım yerden devam ediyorum. Şimdilerdeyse geri dönecek yuvam olduğu için yatağıma dinlenmek, evimde vakit geçirmek yolculuk sonunda en keyif aldığım şeye dönüşüyor.

Bugün de kısa soluklu bir seyahat sonrası eve döndüm. Tabi ki yaptığım ilk şey yatağıma güzelce sarılmaktı. Kendime gelip evi çekip çevireyim diye etrafa bakımına fark ettim ki yirmilerimin sonlarına yaklaşırken hayatımın nasıl olduğu, nasıl olacağına dair hiç bir fikrim yok.

Her zaman üniversiteye gitmek istemiştim, orada neler yapacağımın hayallerini kurardım. Sanki üniversiteye gitmek sonsuz özgürlüğünün birincil bileti gibi hissediyordum. Üniversite bittiği zaman şok etkisiyle ee şimdi ne olacak demiştim. İş bulmak, hayatı çekip çevirmek okey de buna anlam katacak şeyler nelerdi.

İş hayatına başladığınız zaman en çok canınızı sıkan şey neydi? Benim yaz tatili olmadığını fark edince baya moralim bozulmuştu. Üstelik devamını planlamadığım bir hayatın içinde sanki rüzgarlar üstüme üstüme keserek öylesine savuruyordu beni. Bende kendime bir süre verdim, bu süre boyunca üzerine çok düşünmeden hayatımı yaşayacağım. O kadar plan yapmama gerek yok dedim.

Evet, seyahatimin sonunda geri döndüğüm evimde yirmili yaşlarımın sonlarına ve hatta gelecekte ki hayatıma ne olacağına dair hem fikrim hem de hayalim yoktu, bunu görmüş oldum. Üstelik kendime verdiğim plansız, hedefsiz süre de bu sene aralıkta doluyordu.

Kafamı çevirip şöyle etrafıma baktım. Aklımda tek bir şey vardı. Kimse elime bunun nasıl olması gerektiğine dair kılavuz vermemişti. Mesela nişanşanmıştım, tıpkı herkesin yaptığı gibi. Kendimi daha çok sevdiğimi fark edip, fırlatıp attım nişanı. Uzunca süre en büyük hayalim tek yaşamaktır, bende kendime hediye olarak bu hayali yaşadım. Uzun denecek kadar tek başıma yaşadım, yemekler yaptım, kendimle zaman geçirdim.

Ve sonra bunun da beni tatmin etmediğini hissettim. Çok sevdiğim bir arkadaşımla evimi paylaşmaya başladım. Evimi paylaşmak çok keyifli, sürekli konuşmak istediğim, zaman geçirmek istediğim insanla birlikte güzel zaman geçiriyoruz. Okey ama sanki yirmili yaşların sonları on sekizi başları gibi hissettiriyor.

Kendime güldüm. Kendime zaten sürekli gülerim, gülecek şeyler bulurum. Bu sefer kahkahadan ziyade gülümsedim. Bütün hayatım boyunca okumam gereken okullar, bölümler ve üniversite sona kadar yapacağım her şey için herkes bana yol çizmiş, sürekli kılavuz uzatmıştı. Mezun olunca kılavuzum belliydi. Ve ben ilk defa bunu yırtıp atmıştım. Etiketlerimden, kendimden sıyrılmıştım. Sonunda da kılavuzsuz olmama gülümsedim. Artık etrafımda ne yapmam gerektiğini, hayatımı nasıl yaşamam gerektiğini söyleyen kimse kalmamıştı. Bana gösterilen bütün kalıpları kırmış, kendimi yeniden inşaa etmiştim. Böylece aslında çıktığım her yol, kendime yolculuk haline gelmişti.