Sessiz sakin gecelerimin ardından

bir pencere daha aralıyorum

gri dumanlar içinde,

kendime;

pervazı saksılarla dolu.

Fakat işler yolunda

gitse bile

bunu istemeyen insanlar

hala

mevcut.

Penceremden bile duyuyorum başkasının acısına

güldüklerini 

görüyorum bir başkasının

üzüntüsünü küçümseyip göz devirdiklerini

bozuk para attıkları

kuyulara,

vicdanlarını 

gömdüklerini.

Ve sadece onlar

konuştuktan sonra

kendiyle gurur duyar.

kendimle en büyük çelişkim de bu galiba.

Onları seviyorum diyorum

büyük bir hümanist olarak fırlıyorum yataktan

her sabah,

ama her gece nefrette ediyorum.

Bir gün doğup,

her gün;

gömülüyorum

içlerinde.

İstemeden.