Akmasaymış bazen zaman. Dursaymış bazı anlarda. Sen gülerken mesela. Şıklatsaydım parmağımı ve dünya dönmeyi bıraksaydı, güneş sadece seni ısıtsaydı; ama her şey akıyordu değil mi? Her şey ve senin yaptığın tek şey akıntıya kapılmaktı. Tutunduğun taş bile seni istemiyor, dalların canı zaten yok. İsterdim evin terasında seninle sorgulamak ve sorgulanmak. İsterdim sana kitap okumak ve seni uyutmak. Beni sorma, ben uyuyamıyorum. Bu kafayı törpüledim sanıyordum ama sivriliyormuş tekrardan. Boşuna çabaymış benimki. Ben kendimi yoruyormuşum. Yazmamak için kanamamak lazım, benim kanım durmuyormuş. Tüm bilekler gibi artık kalpler de kırık. Buradan gitmek için, ardında bırakmak için artık yalvarıyormuşsun.Tüm dünya duysun isterken sessizce ağlıyormuşsun. Bazen de sadece sen duy isterken, senin bana sağır oluşunu unutamıyormuşum. Dünya dönmeye devam ediyormuş ve ben bazen keşke sabah uyanamasam diyormuşum. Dilekler eşliğinde bezlerin bağlandığı o ağaç yandı. Herkesin isteği yarıda kaldı, ben ise yolda.