Pusula kayıp, dalga güçlü ve deniz izbe

Mehtap yüzünü göstermiyor yüreğimize

Yorulduk bizi ince ince işleyen iğneden

Saat gelse, biz gitsek bu müşkül geceden


Kalem elle kanlı bıçaklı, beni tutmaz oldu

Ruhumun renkli bahçeleri sararıp soldu

Gündüzler yeniden başladığım mavi nakış

Gece gelir ve külleri tutuşturur o bakış


Gönlümün hüzün ufukları karardı yine

Kimse bilmez sızısını, yorgun bu sine

Bu kalp ne zaman ki onu görüp seçti

Ömrüm bir çay gibi demlenmeye geçti


Hiçbir saate sığmaz ızdırabın yelkovanı

Çekip alsa biri içimden senin hatıranı

Çocuktum ve ürkektim bir köşeye sindim

Çoktandır karar çıktı ben gemiye bindim


Keder yuvasını kurmaz içremize gündüz

Sarı yapraklarınla sar bizi beklenen güz

Gitmek vakti geldi geçti aşkın diyarından

Mevsimler değişsin, öğütsün bizi zaman