Nasıl hissetmem gerektiğini bilmediğim bir süreç içerisindeyim. Bunu bilmem gerekiyor mu? Orası da tartışılır. Ama bildiğim şeyler de yok değil. İlk olarak nasıl hissetmem gerektiğini bilmediğimi biliyorum. E tabii bu durum da diğer bildiklerimi beraberinde getiriyor. Aynı şekilde kendimle çok konuştuğum bir zaman içerisindeyim. O kadar çok konuşuyorum ki adeta ikinci bir insan yarattım içimde. Bunun neden olduğunu da biliyorum mesela. İnsan dışarıya telaffuz edemediği her konuyu kendi içinde halletmeye çalışıyormuş, onu anladım. Sadece telaffuz etmek de değil. "Ben de buradayım." diyebilmek... Belki de en önemlisi hissettirmek, daha doğrusu hissettirmemek. Evet evet, kesinlikle insan hissettirmeyeceğini düşündüğü tüm duyguların, içinde bir yerlerde kendi kendine üstesinden gelmeye çalışıyor. Şöyle bir düşündüm de yalnızca hissettirememek de değil söz konusu olan. Hissetmemek asıl mesele... Bu döngü böyle devam eder, gider. Zaten bunları da ben değil, iç sesim söylüyor. Ah işin kötü kısmı da o ya. O ne zaman konuşsa mutlaka doğruları söyler. Ona karşı, "Hayır sen yanılıyorsun, sen bilmiyorsun." da diyemiyor insan. Kendi iç halimi bir kenara bırakıp daha geniş ele almak istiyorum konuyu. Başkalarının da iç sesi olmak lazım neticesinde. Yetmiyor değil mi? Ne sevmek ne de iyi olmak yetmiyor. "O gün ona kırıldım ama gönlümü dahi almadı." Yani yalnızca "Kırıldım." diyebiliyorsunuz. Ya da "Gitmemesi için bağırdım, haykırdım, sesimi duymadı bile." diyorsunuz. "Kalbimi açtım ona, hislerimi paylaştım onunla ama yetmedi." diyorsunuz... Daha bunun gibi birçok şey işte. Ben sevdiği şiirlerle başladım işe. Aynı satırlarda aynı duyguyu yakalayabilmeyi, bir kere olsun onunla aynı hissedebilmeyi denedim. Onun baktığı gibi bakmak istedim ama o da olmadı. Olmayan, hisler değildi. Onun iç sesleriydi... Belki de eski kırgınlıklarıydı. Oysa ona kırgınlıklarını da kabul ederdim ben...

Demek ki olmaması gerekiyordu. Seni seviyorum zaman. Seni çok seviyorum... En önemlisi de sana güveniyorum. Sana bırakınca insan kendini daha güçlü hissediyor. Belki de hissediyormuş gibi yapıyor. Sana inanıyorum, sana çok inanıyorum zaman...

"Sızıyı gideren su.

Suyun sızladığını kimseler bilmez."