Neler oluyor hayatta değil mi?
Bir şeyler oluyor ve ben başka bir bedende gibi izliyorum.
Bitmesini, yalandan alkışlamayı, ardından evime gidip "Bok gibi filmdi." demek istiyorum.
Eve gidiyorum, belki bu sefer bitmiştir diye. Uyuyorum kabusumdan uyanmak için.
Sırtımdaki, tırnaklarımdaki ağrıları; beynimdeki sesleri, bildiğim isimleri, saydığım pencereleri... onları unutarak uyumak istiyor, onlara sarılarak uyanıyorum.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyor, sonra bir kolumu kesip sallıyorum zamana karşı, beni görmesi için...
Durmasını istiyorum. Yaşıma verin bu aptallığımı. Durmuyor elbette. Ya geriye gidiyor ya da yetmezmiş gibi ilerliyor. Benim dermansızlığımı 'Uyrukların arasında uygunsuz kişiyim. Vahşetim.' saçmalığımı dinlemiyor.
Bir eliyle ağzımı kapatıyor. Gözlerimi bağlıyor. Bir ileri on geri bitmeyen o yolculuğa çıkıyorum...
Yanlış anlama, o hep özlemini çektiğim uzun yol değil. Hüküm giymek için vermeyeceğim hiçbir şey olmayan o yol çok terste kaldı.
Bu başka. Yol değil, yakından bakınca gözlerim bağlı seçemiyorum kusuruma bakma. Oyun mu bu?
Bu başkalarının yazıp benim oynadığım. Başkalarının gülüp benim delirdiğim. Başkalarının ağlayıp benim boş bakıp içtiğim tuhaf bir oyun sanki.
Oyun bu.
Bitmesini düşlemek bir yana, ne zaman başladığını bile unutmuş gibiyim.
Bir sürü kadın, bir sürü erkek ismi var ezberimde. Hepsi aynı sanki. Belki aynı bedende birden fazla ses, birden fazla isimdir sadece. Geriye dönüp baktığımda artık çok da isim yok ezberimde. İsminiz siz.
Ben ise hâlâ ağzımı kapatamamış durumdayım. Henüz gerginlikten sıktığım yumruklarını açamamış. Her ses kırılan bir kemiğin sesi gibi sanki. Kimin kemiği kimin sesi bilmiyorum.
Hep derim, gerilim filmleri korku filmlerinden daha korkunçtur diye. Korku filminde ne olacağını bilirsiniz zira. Gerilim filmleri ise dondurur sizi.
Saldırıya mı savunmaya mı geçeceğini bilemezsin.
Başlangıcını hatırlayamıyorum. Ne zaman avucumu sıktım, kaçıyor muyum kaçırılıyor muyum, gözümü ben mi kapattım onlar mı?
Kim çekiyor beni? Nereye, neden gidiyorum?
Bilmem. Ama kendimle çıkmak istemezdim bu yola.
Bu yolda iyi değilim. Kötü de değilim. Varım sadece.
Noktası virgülü yok. Bitmiyor, durmuyor.
Ölmüyorum. Yorduysam veyahut üzdüysem özür dilerim.
Ceren Türkkan
2020-09-14T00:23:43+03:00"Kendimle çıkmak istemezdim bu yola." Oysa en büyük paradoks belki de sahip olduğumuz yegane şeyin kendimiz oluşu. Kaleminize sağlık, yeni yazılarınızla karşılaşmak dileğiyle.
İbrahim
2020-09-13T17:50:28+03:00"Uyuyorum kabusumdan uyanmak için."
İnsan, bazen yaşadıklarım bir kabus olabilir mi? Uyansam her şey düzelmiş olur mu?
diye düşünür. Ama uyanınca bir de bakar ki her şey aynı. Çok güzel dile getirmişsiniz, kaleminize sağlık.