I

yelkensiz gemiler düşledim

düşümde güneşi söndürdüm, kabaca

ne hoş, hep karanlık şimdi

algımı açsam da boşluk, kapasam da


ozan kelime arıyor son bir veda için

şöyle demek istiyor:

"seni yine sevebilirim, zamanı gelirse"

şöyle kuruyor fakat:

"zamandan sıyrıldım ben, bütün günlerim sende kalsın"


tekrarlar olur, başlarsın yine

başlarsın çözümsüz kovalamacaya

yeni baştan, sanki bu sefer o sefermişçesine

algın kapalıdır fakat, iki dakika geçmez unutursun bunu


ana hatlarıyla kendini belli eder bu yaratık, ve kendi sonunu

zamanın bir bölümündeyim sanırım, bölünmekteyim

bu yaratık öyle bir güç sahibi ki

mevcudiyetten sıyrılınca bile dürtmeye devam eder algımızı


biçimlerden ve bu "böyledir" diyen her şeyden ayıkladım kendimi

sevginiz mi var, istediğiniz gibi olsun, yapılandırın onu

korkuyor musunuz ölümden

bir de zırlayacaksınız, ha

kimin umurunda, ölüm bile terk etmiş sizleri



II

armağan koydum adını zamanın

elimden alınışını seyrettim her şeyin

hırsız tanıdıktı aslında

ben tanıklığını ettim sadece, armağanın kendini benden çalışına


hiç can bulamadan sıkışıp kalsam gizli geçitte

ve oradan seyredebilsem seni

senin beni alaşağı ettiğini

seslensem duyamayacağını bildiğim için

ben de unutsam artık kendi sesimi


ne boş bir hoşgörüdür sevgi

ah, ne olursun güldürme beni

ben daha yeni inanmışken saçmalığa

bir anlamın içinde bırakıp terk etme beni


vasiyetimdir: çiçek falan istemem mezarımda

kurutup yakın hepsini, kül edin

vasiyetimdir: mezar falan istemem toprak parçasında

etimi aç kurtlar parçalasın, ben ki insanoğlu, vahşilikten türedim


bu sokak o sokak mı hâlâ

üç yol oradan mı götürüyor cehenneme geri

orada olmadım ben hiç sonra

seni bırakıp karanlığa gittiğimden beri



III

biliyorum, o kadar yorgun ki zaman

aynı gündeyiz hâlâ ve sadece yaşlanıyor içimizdekiler

biliyorum, öyle bir durum ki bu

algılanmıyor artık dışımızdakiler


yıllar nasıl geçer, neyin üzerinde bırakır izini

insanoğlu ne olunca yabancılaşır, ne delirtir onu

zamana özenip sarasım var bedenini

korkarım yine de

korkarım çürütmekten cesedini


yüce olan ne kaldı geriye, kutsal olan ne

senin yabani gözlerin mi düşlemekten çekindiğim

bu çürüme gerçek mi yoksa, ellerin kurumuş

zaman boş bir çaba mı yoksa uğruna didindiğim