Yok muydu uyandıran

Saati geçmiş yalnızlıktan

Darağacı esirgemiş

Bir fide kadar ömrü olandan

Temennim mavidir

O kadar bilindik

Ve o kadar gerçek olmayan

Hitabet mi gerekli

Yanlışa yanlış diyebilmek için

Sorgunun lüzumu mu var

Şahit olduğun ete kemiğe

Beraat mı gerek

Özgürlük için gözlerime

Portmantoda duran bir şapka bir şal

Biri kara biri kahverengiden hallice al

Aynadan gördüğüm kadarı

Bir çift göz torbası

Değersizleşen hislere karşı

İnletiyor ruhum taşı, arşı

Zamansızlık çengeli içinde

Dertli yaşım

Dermansız başım

Kuşkusuzluk mevcut

İnciden mütevellit çehresinde

Harap edilen ruhum söylenir durur

Mevlit gibiyim bu aralar

Sevabı çevremden

Azabı kendimden bilirim.