İnan ben de senin bazı şeylere hâlâ şaşırıyor olmana şaşırıyorum. Öncesinde var olmuş, bundan sonra da hep var olacak karanlık insanlar bilinmez bir gerçeklik değil ki bu hayatta...


Bak ne diyeceğim şimdi sana. Ev tozu akarını bilir misin?

Akarlar gözle görülemeyen, çevre koşullarına son derece dayanıklı, sıcak ve nemli ortamlarda kolayca çoğalabilen toz içerisinde yaşamını sürdüren mikroskobik canlılardır.

Bakma öyle ne alakası var şimdi der gibi. Evini ne kadar temiz tutmaya çalışsan da bu akarlardan tamamen kurtulma şansın yok denecek kadar az.

İşte sen de evim dediğin, olabildiğince küçük tutmaya çalıştığın kendi dünyana sadece tertemiz ve güzel insanları kabul etsen de görmediğin, hayatına dahil etme lüzumunu hissetmeyeceğin, söz hakkı vermeyeceğin bazı minik, minnacık insancıkları da dünyanda bulunan toz akarı olarak kabul edebilirsin. Nihayetinde hepimiz kapı pencere açıyoruz yani... Öyle ya da böyle bir şekilde toza maruz kalıyoruz anlayacağın. Arada bir hapşırman da gerekecek. Çok bir şey değil aslında. Enerjini emmelerine izin verme sadece. Bunu nasıl gerçekleştirebileceklerini tam olarak bilemesem de şöyle izah edebilirim:

Mesela küçücük beyinlerinde kurdukları kocaman fantezi dünyalarına ortak etmeye çalışabilirler seni, beni, onu, bunu... Kişi ayrımına gerek duymadan, haklarında hiçbir fikre sahip olmadıkları ya da çok iyi tanıdıkları her insan bu enerji emilimine maruz kalabilir taraflarınca.


Aydınlık görüntülerinin ardında zifirî yanlarını, olası kıstaslara bağlı tutarak saklayabilme yetileri son derece gelişmiştir.

İnan bana; var olduklarını, hep var olacaklarını, bir gün başka bir surette başka bir aydınlığın zifirîsinde karşına çıkabileceklerini bilmek sana iyi gelecek.