Bir pazarımız var be Osman
(0 yorum)Bugün günlerden pazar ve gerçekten hiç takip edemiyorum bu ara günleri. Geçip gidiyor ve her şeyin geçip gidici olduğunu öğrenmeye çalıştığım bir dönemdeyim. Burada da insanlarla konuşamadığım için yazmaya başladım. Bugün pazar (hatırlatma ), bir kitaba başladım 'Parçalı Bulutlu-Tuğçe Isıyel'. Kitapta tam anımsamadığım ama çok fazla içime dokunan bir bölümde 'çıt-' lama zamanından bahsediyordu. (Çok odaklanamıyorum bu ara mazur görün, hatrımda kalanları anlatacağım dönüştürerek). Bir bitkinin çiçeklenmesi, insanın tahammülü, eşyanın sabrı, ilişkilerin bağların esnekliği.. Hepsi aslında neresinden bakarsak bakalım bir çıt sesi kadarmış. Tüm hayatım boyunca çıkaramadığım çıtlarımı düşündüm, ne çok gereksiz şeye sabretmişim( şuan gereksiz diyebilmemin sebebini inanın bilmiyorum, büyüdüğümden akıllandığımdan falan da değil ). Bir şeylere neden çıt çıkaramadım? Aslında cümle yapısal olarak çok basit, özne benim, etkilenen benim etkileyen de çoğunlukla benim. Çıt çıkarsam nasıl olurdu? Şuan durduğumu, bulunduğumu sandığım yerden ne kadar farklı bir yerde olabilirdim, olur muydum? İhtimallerin heyecanına da üzülmüyorum artık. Sadece düşünüyorum. İçimde tek bir kıpırtı olmadan.. Acı, sevinç, bağ, öfke, kızgınlık, mutluluk, heyecan.. İnsanlarda default olarak varolan çoğu şeyin ben de aslında hiç olmadığını fark edince duruma uğradım. Biraz da tiksindim bu kadar eğreti oluşumdan. Çünkü ne zaman bir ortama ya da mekana girsem sanki herkes "benim" geldiğimi bilir ve suratıma dışlayarak (belkide iğrenerek) bakardı. Bunu hissederdim burnumun ucunda, iliklerime kadar. Rahat hissettiğim hiçbir ortam olmadı daha(rahat olduğumu bir nebze de olsa hissettiklerim ara ara oldu ama hep bozuldu). Benim hayatım bozulup gitmesiyle biliniyor çoğunlukla. Dışarıdan sessiz, soğuk duruşum nedeniyle belki hep dışlanmama neden oldu. Sessizliğim ortalama insanlarla konuşacak bir şey bulamamak, onları eğlendiren, onları tatmin eden, onları üzen hiçbir şey ama hiçbir şey beni etkilemiyor. Soğuk durma kısmına gelirsem tüm etkisizliği düşününce istemsiz olarak bunun dışavurumu diyebilirim. Aslında soğuk ve sessiz isem gerçek benliğimi göstermeye başlamadım demek. Ama insanların buna tahammülü yok, hemen her şey görünür olsun, kolay elde edilebilir olsun, farklı olmasın, onaylayıcı olsun, bir tek onu eleştirmesin (dedikodu sevsin) kriterlerine uygun bir aday değilim. Doğduğum günden bu yana bir tek bu değişme. Bu değişme hiç olmadığı için sınırlı sayıda bağ (!?) kurabildim.
Benim potansiyel (olmasını arzuladığım) bağım nasıl olmalıydı biraz da onu anlatmak istiyorum.(belki hepsinin ayrıntısına ineriz)
Burada yazacağım her madde içeriği "gerçekten" sözcüğüne ithafen..
'Farklı etnik köken, inanç, dil, cinsiyet ayrımı söz konusu dahi olmadan birbirimizi kabullenebilmek.
' Dönüşümü ve değişimi kabul edebilmek
' Birbirimizin evrelerini kabul edebilmek, anlayabilmek, kolaylık sağlayabilmek, sınırlarına saygı duymak.
' Birbirimizi özgür bırakmak ( ki bu aslında ortada gerçekten bir bağ varsa sımsıkı tutmaktır da)
' Evrenlerimizi dönüştürebilmek, açık olmak herhangi bir şey
' Herhangi bir masadan doymadan kalkmamak (ki bu hiç eğlenmeyelim demek değil ey şairler)
' Dönüşümlerimizi inceleyip, geçmiş ve bugün bağlantılarını birlikte okuyabilmek
' İlişkiyi, insanı hatta herhangi bir şeyi tanımlamaktan kaçınan, yüzeysellikten uzak.
'Birbirine aç ve doyumsuz, birbirine tam dönük, her şeyin ulu orta konuşabildiği, yargısız..
Yazarken gözlerim dolu dolu oldu, bir pazarımız var be Osman hakikaten dedim kendi kendime..
Şuan bu maddeleri ne çoğaltabilecek ne de daha detaylı açabilecek gücüm kalmadı. Affola.
O kadar hasretim ki böyle bir şeye, hasretim boyumu aştı.
Kendimi çok rahatsız ettim bugün umarım içinizden birilerini daha rahatsız edebilmişimdir.
(Hâla bir şeyleri umut edebiliyor olmam ekstra rahatsız edici, bunu başka vakit kurcalarız)
Hoşçakalın yerine artık yeni bir kelime bulmak geliyor içimden sevdiğim ya da sevebileceğim insanlar hoşçakalsın istemiyorum ya da bu benim temennim ile olabilecek bir şey olmamalı. Konfor alanlarından çıksınlar, rahatsız olsunlar ki sorgulayıp gelişebilsinler istiyorum. Sizlerden bu temennimi karşılayacak bir öneri söz kalıbına da açığım.
O literatüre girene kadar,
Rahatsız kalın.