Galiba şiddetli ama karşılıksız bir aşk idi buna sebep olan...
Bilinçli olarak lisede tanıştım sanırım. Hiçbir dış etkene bağlı kalmadan, öyle kendi kendime Aylak Adam'ı okumaya başladım. Sonrası geldi.
Lisedeyken yeni açılan kütüphanede herkesin peşinde olduğu Olasılıksız'ı neymiş bu kitap diyerek o zamanlar ufak tefek biri olmamın da etkisiyle aralardan sıyrılıp elime geçirmiştim. Buradan bakınca pek de seveceğim türde bir kitap değilmiş aslında ama o zamanlar o kitabın tesiriyle okuma merakım ortaya çıkmıştı. Üniversite yıllarında da yeni tanışılan duygular ile bu okuma merakı yavaş yavaş yazma merakına dönüştü. Aynı yöntemi lise 1'e giderken Açlık Oyunları ile kardeşimde denedim, işe yaradı. Okuma alışkanlağı kazandırmak istediği biri olanlara duyrulur :)
Ortaokulda okurdum. Genelde kendimi hep yazarak ifade etmeyi tercih etmişimdir yazmayı öğrendiğimden beri. Yalnızlığımı hissetmeye başladığım ortaokul zamanlarında yazmaya başladım, hâlâ devam ediyor. Yazmak olmasaydı yaşayamazdım belki.
Ablam ben ilkokuldayken bir hikaye yazmıştı. Öğretmeni ödev olarak vermiş. Tüm aileyi topladı okudu yazdığı hikayeyi. Hatırlıyorum da bir cam bardağın geri dönüştürülmesiyle ilgili bir hikaye yazmıştı ve cam bardağın duyguları olduğundan bahsediyordu. O zaman beynim de bir ışık çaktı. Biz hayallerimizi kağıda dökebiliyor muyuz. Anladımmmmmm. Sonrasında aklımda ne varsa yazdım kağıda.
Canımın son derece sıkkın olduğu ve kendimi hiç iyi hissetmediğim zamanlarda saz çalmaya başladım. Zaten derdimi anlayan kimse olmayınca bütün derdimi ve sevincimi sazıma anlatmaya başladım. Günlerden bir gün; Kafamı yastığa koyduğum anda kendi kendime konuşmaya, hatta sohbet etmeye başladığımı gördüm ve "Tamam" dedim. Şiirler yazmaya başladım, sürekli ve sürekli yazıyordum. Yaşım 18 ve 35 Şiirim var, hepsi taslak ve hiçbiri tamamlanmamış olmak üzere. Yakıp yırttıklarımdan bahsetmiyorum... Sazımdan korkar oldum, bir gün dile gelecek ve "Ulan ne dertmiş arkadaş!" Diyecek diye:) Sazımı çok seviyorum. Zira Canım, Cananım. Yarim ve Yarenim oldu benim.
İnce ince düşünmeye küçük yaşta başladım belki edebiyat saymazdım ozaman pek kitapta görmezdi gözüm öyle karalar dururdum defterleri ufak ufak yazılar sonra baktım ki uzak olduğum o kalabalık beni kendi içime hapsetmiş yeni bir dünyaya çıkarmış ruhunu tamamlayanlar farkına varanlar yazı yazmaya başlıyor benim görüşüm
hatırlamıyorum. hatırlamak da istemiyorum. unutmak özgürlüktür.