"Amatör edebiyatçılar, edebiyatla amatörce ilgilenenler" vb. ifadelerin içeriği, kapsamı, sınırı fazlasıyla belirsiz ve keyfi gelir bana. Amatör edebiyatçı kimdir? Edebiyatla hobi olarak ilgilenenlerin unvanı mıdır? (Burada "Edebiyat hobi midir?" sorusunu atlayalım.) Yapıtlarının amatörce olduğuna kimler karar verir? Amatörlükten ne zaman çıkar? Usta edebiyatçı ile amatör edebiyatçı arasında "kalfa edebiyatçı" aşaması da olmadığına göre amatörlükten direkt ustalığa mı geçilir? Yoksa sadece edebiyatçı olarak mı anılır? Amatörlükten çıkması için basılı bir kitabı mı olması gerekir mesela? Çok iyi yazan birisi görünür ve bilinir değilse amatör mü sayılır?
Soru yağmuru için özür dilerim. Sadece bu kavramı sorgulamak istedim. Biz amatör edebiyatçılar mıyız? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Ben edebiyattaki bu kalıplar bitsin istiyorum. Mesela şiir yazıyorum, başkası öykü yazıyor. Yani sanatın içinde olmaktır bu, üretmektir. Bunun ne eser sayısıyla ne de birine şair, öykücü dememizle ilgisi var. Kitap çıkması, daha fazla eser bırakılmış olması da bir ölçüt değil, esas olan nitelik. Örnek verecek olursam burada okuduğum birçok iyi şiir zaten varlıklarıyla değerli, bu gerçek o şiirlerin basımı gelecekte olsa da olmasa da değişmeyecek diye düşünüyorum.
Bir insan yazmaya, üretmeye başladığında elbette müthiş eserler ortaya koymuyor. Yazdıkça, ürettikçe, kendi çizgisini buldukça daha nitelikli eserler ortaya koymaya başlıyor. Bu noktada baştaki ''amatörlüğünü'' atmış oluyor üzerinden. Bence burada önemli olan basılmış kitabın varlığı değil üretilen eserin niteliğidir Reyhan hocamın dediği gibi. Eminim bizim bilmediğimiz binlerce insan çok güzel şeyler yazıp çiziyordur. ''Profesyonellik'' kavramı da oldukça göreceli. Belli başlı şeyler var tabii bir eseri nitelikli yapan, ama en üst nokta neresidir? Bence bilemiyoruz. Usta yazar Yaşar Kemal biraz daha yaşayıp üretseydi İnce Memed'i geride bırakacak eserler verebilirdi belki. Herkesin gelişimi kendine has.
Ben usta-amatör edebiyatçı var mıdır, yok mudur bilmiyorum. Ama fikrimce bir insanın amatör-usta bir edebiyatçı olması ; bu kişinin kelimleri doğru yerlerde kullanıp kullanmamasına, anlama (Söylemek istedikleri ile söyledikleri benzer şeyler mi mesela ? Ya da ne kadar bir şeyleri ifade edebilmiş? Ve benzeri ) gibi unsurlarla bazen bilinebilir gibi geliyor. Ama şöyle de bir gerçek var ki insan belki de ilk yazdığı yazıyla harika(usta) bir yazı ortaya koyacak. Sanat bu demek aslında. Kimi zaman bir insan hiç gayret etmeden güzel şarkı söyler, kimi zamansa bir diğer insan şarkı söyleyebilmek için yıllarını harcar. Önemli olan görünüp bilinmek değildir bana göre. Belki de kaç bin kişi geçti hikayeleri duyulmamış, şiirleri okunmamış, şarkıları söylenmemiş. Ama bu onların sanatının kötü olduğu anlamına gelmiyor. Sanat aşk gibidir severiz, bir şeyler yaparız ama ondan bir karşılık beklemeyiz.