hayatın tadı
(7 yorum)Artık hiçbir şeyden zevk alamaz oldum. Yapmak için heyecanlandığım hiçbir şey artık beni heyecanlandırmıyor. Ne anlamı var ki diyorum. Peki şimdi ne olacak? Hayattan zevk alamıyorsak bundan sonra ne olacak? Almak zorunda mıyız. Yoksa günlük rutinlerimizi sorumluluklarımızı yerine getirip yaşamaya devam mı etmeliyiz? Neden bu bana yetmiyor? Hayatın tadı olmak zorunda mı .. Yoksa ben mi çok zorluyorum.
Bu sanırım Türkiye'de oldukça yaygın bir durum. Bu tarz düşünceleri her yerde görüyorum ama bir yerde artık normal geliyor. Çünkü toplum olarak gördüğümüz, karşılaştığımız şeyler bireyleri bunaltıyor. Yolunda gitmeyen bir sürü şey var ve insanlar bir bir umudunu kaybediyor. Sokaklar mutsuz insanlarla dolup taşıyor bir nevi. Aslında bundan kurtulmak pek kolay değil ama bence insan kendine daha fazla zaman ayırarak ve bunun üzerine düşünerek bu anlamsızlık hissinden sıyrılabilir. Hayattan zevk alamamak bir yerde kendimize de bağlı. Yani hayat hep güllük gülistanlık olmadı ve olmak zorunda da değil. Bir şeylere nasıl baktığımız, ne derece anlam biçtiğimiz bize bağlı. Yani her şey anlamsız olabilir ama böyle oldu diye vazgeçmek mi gerekir? Sanmıyorum. Kendimize ait anlamlar üreterek yaşayabiliriz evvela. Ben açıkçası "peki şimdi ne olacak" diye düşünmüyorum. Bu bana anlamsız geliyor çünkü bunun sonu hep ölüme gidiyor. Yani en sonunda hepimiz hiç olacağız ama böyle olacak diye yaşamayı engellemek de mantıklı değil bence :)
"Bir Pazar öğleden sonrasına dönüşmüş evren... " E. M. Cioran
fikrim umarım akılcıl ve akla yatkın olur.
ödül duygusunu yaşamaya fırsat bulamıyoruz arkadaşlar malesef, sistem bizi birşeyle yetindirmeden sadece çalışmaya rahabete düşürme tehlikesini bile göze almadan sanki mutluluğu sırf hayatta kalalım diye koklatması acı. bu yüzden sızlanıp ağlayıp sistemin parmaklarının şıklatmasına muhtaç bıraktığınız sürece mutsuz olacaksınız, olacağız. ben bunu tercih etmedim. bugün en iğrenç günümü yaşıyorum. kendimi, 1. yatağımda dans ederek mutlu edebildim, sistem ne söylediğim şarkıya nede bana karışabilir. 2. yardım etmeye çalıştım şuan yaptığım şey dünyanın en mutlu insanı ediyor beni buna kimse karışamaz. 3. herhangi birşeye emek harcadım olursa başardım olmazsa tecrübe aldım.
bu polyannacılık değil gerçeği gerçekçi kabul edip insan saçması kurulmuş düzenin iğrençliğinden birazcık da olsa sıyrılmak. yüzünüz asılacak hiç asılmayacak demiyorum, ama hep asılı kalacak da demiyorum. lütfen çevreyi sktr edin ayağa kalkın öğrenmekten ve çabalamaktan vazgeçmeyin ve ne olursa olsun birşeyi kendiniz için yapın para için birileri görsün diye değil, bencilce değil yardım ederek.
@scheitz evet zevk almak biraz insanın kendisine bağlı bu doğru. Hatta ben camımın önünde bir türk kahvesi içerken bile zevk alırdım hayattan. Aslında çok basit zevklerden bahsediyorum. Anlam sanırım doğru cevap. Onun bile bir anlamı vardı. Sizin dediğinizin tersine ne zaman kendi kendime kalıp fazlaca düşünmeye başladım sanki o zaman artık küçük şeylerden bile zevk almamaya başladım. Belkide tesadüfen aynı zamana denk geldi bilmiyorum. Fakat bu küçük keyifler bile ne kadar önemliymiş bunu şimdi anlıyorum. Belkide fazla düşünmeden,basit yaşamak gerekiyor hayatı. Bu tip insanları kendimce aşağılarken şu an da onlara özenirken buluyorum kendimi.
Hmm aslında şöyle. Yani daha yaşamın başında, örneğin ortaokul veya lise zamanlarında zihnimiz pek gelişmemiştir değil mi? Bu zamanlarda mutluluğumuz gayet yerindedir diyebiliriz eğer çok kötü şeyler yaşamadıysak. Fakat bir yerden sonra insan düşünmeye başlar ve yaşadıklarının, gördüklerinin ne manaya geldiğini anlamaya çalışır. Örneğin inançlarına, ailesinden veya toplumdan öğrendiklerine olan güveni azalmaya başlar. Bu bence kaçınılmaz olarak kısa vadede derin bir mutsuzluğu getirir. Daha önce anlamlı gelen birçok şeyin aslında zihnimizde pek de karşılığının olmadığını düşünmeye başlarız. Bence çoğumuz bunu yaşıyoruz ve birçok şey aniden kabak tadı vermeye başlıyor. Dolayısıyla dediğiniz şeye yine karşı çıkmak durumundayım çünkü bizim çağımızdaki insanların daha fazla düşünmeye ihtiyacı var. Bunun sebebi de şimdiye kadar var olan anlamların çoğunun artık yetersiz kalması. Belki bu huzursuzluğumuzu keyifli şeyler yaparak geçirebiliriz ama sonunda yine aynı noktaya dönmüş oluruz. Çoğu şey zihnimizde olup bitiyor dolayısıyla kendi kendimizi eğitmeye ihtiyacımız var. Bunun yolu da bence doğru düşünmeden geçiyor. Yoksa bazı şeyleri anlamadan yaşamanın ne manası olur ki?
"Kirazın tadı" Abbas Kiyarüstemi
Otur bayat bir çay iç. Sonrasında tekrar çay demlemek istediğini fark et. O acı tadı düzeltmeye çalışmak bir tavırdır. Aynı tavrı hayata karşı da sergile.